TBB Risk Merkezi verilerine göre sayısı 2022 yılı Ocak-Kasım döneminde, bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 942 bin kişi, bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı ise 831 bin kişi olmuştur.Bireysel kredilerde ise takipteki alacakların rakamı 2021 Kasım ayında 28,8 milyar TL iken 2022 Kasım ayında 35,4 milyar TL’ye çıkmıştır. Oransal olarak ise toplam bireysel krediler içinde takipteki bireysel kredilerin oranı Kasım 2021’de %2,9 iken Kasım 2022’de %2,4’e gerilemiştir. İller bazında ise %7,5 ile Diyarbakır, %5,1 ile Adana ve % 4,9 ile Şanlıurfa ilk üç sırada yer almaktadır. Bireysel kredilerden ihtiyaç kredilerinde takipteki alacaklar rakamı 2021 Kasım ayında 17,5 milyar TL’den 2022 Kasım ayında 22,7 milyar TL’ye yükselmiştir. Oransal olarak ise toplam ihtiyaç kredileri içinde takipteki ihtiyaç kredilerinin payı, Kasım 2021’de %4,0 iken Kasım 2022’de 3,8’e düşmüştür. İller bazında ise %11,4 ile Diyarbakır, %7,0 ile Şanlıurfa ve %6,9 ile Adana ilk üç sırada yer almaktadır. Bireysel kredi kartlarında ise takipteki alacaklar Kasım 2021’de 8,3 milyar TL’den Kasım 2022’de 9,5 milyar TL’ye çıkmıştır. Oransal olarak baktığımızda toplam bireysel kredi kartları içinde takipteki bireysel kredi kartlarının payı Kasım 2021’de %4,0’dan Kasım 2022’de %2,3’e gerilemiştir. İller bazında %6,2 ile Diyarbakır, %4,8 ile Adana ve %4,4 ile Şanlıurfa ilk üç sırada yer almaktadır. Yine TBB Risk Merkezi verilerine göre sayısı 2022 yılı Ocak-Kasım döneminde, bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 942 bin kişi, bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı ise 831 bin kişi olmuştur. Yukarıdaki bilgileri değerlendirdiğimizde, ilk başta fazla olumsuz gibi görünmeyen bu durumun gerçekte farklı nedenler taşıdığı bilinmektedir. Nitekim yazının başında belirttiğimiz gibi pandemi dönemi ile birlikte BDDK tarafından mevcut düzenlemeler çok esnetilerek bankaların kredilerini yakın izlemedeki krediler ve (takipteki (donuk) alacaklar olarak sınıflandırması çok zorlaştırılmıştır. Bugün de birçoğu devam eden bu uygulamalarla bankalar sorunlu pek çok kredisini bankacılık tabiriyle yüzdürmektedir. Yani bankalar gerçekte donuk alacaklar sınıfında olması gereken kredilerini esnek uygulamalar sayesinde diğer gruplar içinde tutmaktadırlar. Bu tür kredilerin takipteki alacaklar sınıfına atılması neredeyse müşteri onayı ile gerçekleşir hale gelmiştir. Ne kadar sağlıklı olduğu tartışılabilecek olan uygulama, verilerin doğruluğu konusunda da soru işareti yaratmaktadır. İkinci olarak yine daha önce belirttiğimiz gibi kamu bankalarında görülmemekle birlikte özel bankalar donuk alacaklarını dönem dönem varlık yönetim şirketlerine satmaktadır. Bu satışlar sonrasında satış yaptıkları miktarı bilançolarındaki donuk alacaklarından düşmektedirler. Bu da donuk alacakların küçük görünmesini sağlamaktadır. Sonuçta, mevcut durum bankaların şu an için olumlu bir görünüm sergilemesini sağlarken, gerçekte ne durumda oldukları çok net değildir. Bu ise bankaların gelecekteki kredi ve kârlılık performansları açısından da belirsizlik yaratmaktadır.
Bankalarda donuk alacakların durumu ve geleceğe ötelenen sorunlar
Mevcut durum bankaların şu an için olumlu bir görünüm sergilemesini sağlarken, gerçekte ne durumda oldukları çok net değildir. Bu ise bankaların gelecekteki kredi ve kârlılık performansları açısından da belirsizlik yaratmaktadır.
Bankaların temel fonksiyonları düşünüldüğünde, aktiflerinde krediler en temel kalem olup büyüklük olarak da en büyük paya sahip kalemdir. Krediler “Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğe” göre kendi içinde;
- anapara ve/ veya faiz ödemelerinde sorun yaşanmayan kredi grubu olan standart nitelikli krediler,
- anapara ve/ veya faiz ödemelerinde sorun yaşanıp, sorunun geçici olduğu düşünülen kredi grubu olan yakın izlemedeki krediler ile,
- anapara ve/ veya faiz ödemelerinde sorun yaşanıp, yasal takip sürecindeki kredi grubu olan donuk alacaklar (takipteki alacaklar)
olarak sınıflandırılmaktadır.
Bu sınıflandırmadaki ilk grup geri dönüşleri zamanında sağlanan kredilere ait iken, yakın izlemedekiler kredi geri dönüşü 30 günü geçmiş ve 90 günü geçmemiş ya da asgari süreden bağımsız olarak geri dönme olasılığı zayıflayan kredilerden oluşmaktadır. Donuk alacaklar ya da diğer ismiyle takipteki alacaklar ise kredi geri ödemesi 90 günü geçtiği hâlde ödenmeyenler ile bu süre dolmasa bile geri dönme olasılığı iyice zayıflamış olan kredilerin izlendiği gruptur.
Takipteki alacaklar bankaların performansını düşüren ve gerçekleşmesini hiç istemediği bir bilanço kalemi olarak önem taşımaktadır. Ancak bankalar zorunlu kaldıklarında istemeseler de belirlenen sürelerde geri dönüşü olmayan kredilerini bu gruba atmakta ve bazen yasal süreci işleterek, bazen de varlık yönetim şirketlerine belirli bir fiyat karşılığında bu alacaklarını devrederek sorundan kurtulmaya çalışmaktadır. Pandemi ile başlayan ve hâlen devam eden süreçte ise BDDK düzenlemeleri ile bankaların kredilerini bu gruba atmamaları için her türlü esneklik getirilmiş ve hatta zorlamalar olmuştur.
Takipteki alacakların bankacılık sektöründeki en son durumuna baktığımızda Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre 2022 yılı Kasım ayı itibarıyla bankalar ve diğer finansal kuruluşların bu tür alacakları 201 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bu alacakların 190 milyar TL’si bankalara, 7,7 milyar TL’si finansal kiralama şirketlerine, 2,2 milyar TL’si faktoring şirketlerine ve 1,2 milyar TL’si de finansman şirketlerine aittir.
2021 Kasım ayında 191 milyar TL olan takipteki alacaklar Kasım 2022’de 201 milyar TL’ye yükselmiştir. Bankalarda aynı dönemler itibariyle 181,2 milyar TL’den 190 milyar TL’ye çıkmıştır. Takipteki alacakların toplam kredilere oranına baktığımızda ise kredilerdeki artış oranının çok daha fazla olması nedeniyle Kasım 2022 itibarıyla oran bir önceki yıla göre 1 puan azalarak yüzde 2,6 olmuştur. Bankalarda ise aynı dönemde takipteki alacakların toplam kredilere oranı %3,6’dan %2,5’e düşmüştür.
Sektörel bazda baktığımızda Kasım 2022 itibariyle en yüksek oran %5,6 ile Elektrik Gaz ve Su Kaynaklarına aittir. İkinci sırada %5,3 ile İnşaat gelmektedir. Daha sonra %4,4 ile Otel ve Restoranlar (Turizm) bulunmaktadır. Emlak Komisyon, Kiralama ve İşletmecilik Faaliyetleri %3,2, Toptan ve Perakende Ticaret, Motorlu Araç Servis %2,3, Taşımacılık, Depolama ve Haberleşme %1,8, İmalat Sanayi %1,4, Tarım, Avcılık, Ormancılık %1,0, Finansal Aracılık %0,6 , diğer sektörler ise %2,1 oranlarına sahiptir.
Sektörel bazda Kasım 2022 itibariyle son 12 ayda takipteki alacakların tutarındaki değişim oranlarına baktığımızda Finansal Aracılık sektöründe %152,6, Elektrik Gaz ve Su Kaynaklarında %43,7 Otel ve Restoranlarda (Turizm) %7,4, Emlak Komisyon, Kiralama ve İşletmecilik Faaliyetlerinde %7,2, Taşımacılık, Depolama ve Haberleşmede %2,1 ve diğer sektörlerde %37,2 oranında artış vardır. Buna karşılık Tarım, Avcılık, Ormancılıkta %29,7, Toptan ve Perakende Ticaret, Motorlu Araç Serviste %12,6, İnşaatta %11,4 ve İmalat Sanayide %7,7 oranında düşüş olmuştur.
Yorumlar
Popüler Haberler

YÖK'ten üniversitelere yazı: "Boykot çağrısı yapanlara idari ve adli işlemleri yapın"

RTÜK Başkanı Şahin, 10 gün 'ekran karartma' cezası verdiği Sözcü TV'den İpek Özbey'le bir araya geldi

Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, CHP'den neden istifa ettiğini açıkladı

Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, CHP'den istifa etti

Özel: Kayyum kararının CHP’ye cuma akşamı 16:59’da tebliğ edilmesi kararlaştırılmış

CHP'nin olağanüstü kurultayında Özgür Özel'e rakip: Adaylığını resmen duyurdu