Banat’ı öldürdüler ama Filistin davası önemli

Abone Ol
Filistin yönetiminin elinde birçok başka insan hakları savunucusu daha hayatını kaybetti. Bütün dünya oturmuş “İsrail’in yaptığı insan hakları ihlalleri” diye atıp tutarken kimse bu yaşananlara somut bir tepki göstermiyor.

Loading...

Sosyal medyada “İsrail’e dair” hesabını açıp İsrail ve Filistin’le ilgili paylaşımlar yapmaya başladığımda, birçok kişiden Filistin’le ilgili gerçekleri öğrenmek istediklerine dair mesajlar almıştım. Maalesef ülkemizde “Filistin davası” deyip yerleri gökleri inletenlerin bile orada yaşananları sakince ele alamadıklarını görüyorum. Filistin’de gerçekten ne yaşandığını birtakım ideolojik şartlanmalar ve kişisel çıkarlardan uzak bir şekilde yansıtabilmek için elimden geleni yapıyorum. Bu bağlamda bugün sizinle uzun süredir yazmak istediğim bir konuyu paylaşmak istiyorum. Filistin yönetiminin muhalifleri ve insan hakları savunucularını tutuklayıp gözaltında kaybettiklerinden başka yazılarda da bahsetmiştim. Türkiye’de bunu dile getirip sesini yükselten hiç kimsenin olmadığını üzülerek görüyorum. Filistin’de sadece siyasal İslamcılar mı var? Yoksa sadece siyasal İslamcılar mı değerli? Diğerleri Filistinli değil mi, daha doğrusu insan değil mi? Gelin bu hafta Nizar Banat cinayetini konuşalım. NE OLMUŞTU? Nizar Halil Muhammed Banat, Filistin yönetimine muhalif çizgisiyle tanınan bir aktivist ve insan hakları savunucusuydu. Özellikle sosyal medyada hükümetin yolsuzluklarını ve insan hakları ihlallerini ifşa ediyor ve bunların duyurulması için mücadele ediyordu. 24 Haziran 2021’de Ramallah’ta Filistin yönetimi güvenlik güçleri tarafından dövülerek öldürüldü. Banat, uzun süredir çeşitli platformlarda Cumhurbaşkanı Abbas’a ve onun en sıkı rakibi olan Dahlan’a karşı ciddi eleştiriler getiriyordu. Bu eleştirileri bazı çevreleri epeyce rahatsız etmiş olacak ki öldürülmeden yalnızca bir ay önce maskeli bir grup evini kurşunlamış, eve göz yaşartıcı bomba ve ses bombalarıyla saldırmışlardı. O gün kendisi evde değildi ama saldırıdan eşi ve çocukları etkilendi. Takip eden günlerde sürekli olarak tehdit mesajları ve telefonlarıyla rahatsız ettiler. Bu durum Banat için yolun sonunun göründüğünün işareti olmuştu. Bu yüzden öldürüleceğini düşünerek, eşi Cihan’ın ifadesiyle “en azından çocuklarının gözünün önünde öldürülmemek için” yakında oturan kuzeninin evine taşınma kararı aldı. Yine de boş durmadı ve elindeki bilgileri paylaşmaya devam etti. Arapça bilen arkadaşlar kendisinin 22 Haziran 2021 tarihli son videosunu izleyebilirler. Orada da yine hükümeti eleştirmiş; Filistin yönetiminin sadece paraya baktığını ve bunun uğruna her türlü yasadışı ticarette rol aldıklarını belirtmişti. Açık açık isim vererek, başbakan Muhammed Iştiyye, cumhurbaşkanı Mahmud Abbas ve eski güvenlik bakanı Muhammed Dahlan’ı suçlamıştı. Bu videonun yayınlanmasından sonra, silahlı 14 polis kuzeninin evini bastı ve Banat’ı kuzenlerinin gözlerinin önünde sopalarla dövdü ve kafasını defalarca duvara vurdu. O halde tutuklandı ve Banat ertesi gün gözaltında öldü. Banat’ın polislerce karga tulumba götürülüşünün kamera kayıtları da internette mevcut, dileyen arkadaşlar Quds News Network’ten bakabilirler. FİLİSTİN’İN GERÇEK DÜŞMANI KİM? Banat maalesef tek örnek değil. Daha önceki sosyal medya paylaşımlarımda da buradaki yazılarımda da bahsettiğim gibi, Filistin yönetiminin elinde birçok başka insan hakları savunucusu daha hayatını kaybetti. Bütün dünya oturmuş “İsrail’in yaptığı insan hakları ihlalleri” diye atıp tutarken kimse bu yaşananlara somut bir tepki göstermiyor. Filistin halkının gerçek dostları kim, gerçek düşmanları kim bence böyle karanlık günlerde anlaşılıyor. Eğer gerçekten bir gün Filistinli çocuklar gülecek ve dünya milletleri arasında hak ettikleri onurlu yeri alacaklarsa bu ancak bu siyasal İslamcıların gitmesiyle mümkün olacak. Yapılan anketlere göre, Filistin halkının üçte ikisi Abbas’ın gitmesini istiyor. Bu Banat’ın da defalarca dile getirdiği bir talep. Sanki bütün Filistin siyasal İslamcı ve başka hiçbir düşünce yokmuş gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Bakın orada yüzlerce binlerce siyasal İslam karşıtı Filistinli var. Bu insanlar özgürlük istiyorlar. Barış istiyorlar. Adlarını bilmiyoruz, duyurulmuyor. Her konuda olduğu gibi basınımız burada da sınıfta kalıyor. Bir grup zaten konuya dair hiçbir bilgisi olmadan fikir beyan etme peşinde. Hep aynı nakarat: Siyonist İsrail, emperyalist İsrail vs. Yok İsrail şunu yaptı, yok ABD destekli İsrail bunu yaptı. Filistin’deki insan hakları savunucularını da mı İsrail öldürüyor? Bu insanların sesini duyurmak için sol eğilimli ve muhalif medya ne yaptı bugüne kadar?
Her konuda olduğu gibi basınımız burada da sınıfta kalıyor. Bir grup zaten konuya dair hiçbir bilgisi olmadan fikir beyan etme peşinde. Hep aynı nakarat: Siyonist İsrail, emperyalist İsrail vs.
Ancak Filistinli şairlerin, yazarların -ki onların da sanatçı olduklarını söylemek çok zor; birçoğu aslında dümdüz silahlı eylemleri savunan veya doğrudan bunlara iştirak eden teröristlerdir- güzellemesini yapıyorlar. Malum İslamcı basın da zaten kendi ideolojileri gereği “Filistin davası” deyip, Abbas hükümetini savunuyor. “Türklerin olası bir Filistin davası varsa, bunun Abbas’ın cukkaladığı yardım paralarıyla ne ilgisi var?” diye soran yok. Siyasal İslam’ı hâlâ savunan arkadaşlara sormak istiyorum. Savunduğunuz Abbas hükümetine bir bakın. İsrail’le barış isteyenleri tutuklayan, uluslararası yardımları şahsi hesaplarına geçiren, yapılan hukuksuzlukları dile getirenleri gözaltında işkenceyle öldüren ve kendi halkına maddi manevi hiçbir faydası olmayan bir hükümet. Hâlâ savunabiliyorsanız seçim sizin. BANAT’IN AİLESİ VE ULUSLARARASI KAMUOYU Banat’ın öldürülmesinden sonra hükümet suçlamaları reddetmiş ve ölümünün “akut kalp yetmezliği” nedeniyle olduğunu iddia etmişti ama ailenin talebiyle yapılan bağımsız otopside ölümün doğal olmadığı kanıtlandı. Özellikle kafasına aldığı darbeler ve vücuttaki morluklar ve yaralar ölümünün kalp krizi gibi bir bahaneyle geçiştirilemeyeceğini gösteriyordu. Aile hükümetten şikayetçi; Nizar’ı onların öldürdüğünü söylüyorlar ve görünüşe göre haklılar. Ölümünün duyulmasından sonra sosyal medyada Filistinliler Nizar’ın “şehit” olduğunu ilan ettiler. Hebron ve Ramallah’ta binlerce insan hükümeti protesto etti ve polisle çatıştı. Cenazesi ise adeta hükümet karşıtı bir gövde gösterisine dönüştü ve kamuoyu baskısıyla 14 polis mahkemeye çıkarıldı. Ama sonuçta adalet sağlanacak mı şüpheliyim. Çünkü İsrail basınına göre, bu isimlerin serbest bırakılma ihtimali de var. Ölüm emrini verenler ise zaten hiç tutuklanmadılar. Bu adamlar Banat’ı öldürüp elini kolunu sallaya sallaya işlerinin başına dönerlerse pek şaşırmam. Konuyla ilgili, Avrupa Birliği de ABD de birer açıklama yaptı. Ancak her iki açıklamanın da resmi ve klişe birer kınama olduğunu söyleyebilirim. Avrupa Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü de Banat’ın ölümüyle ilgili detaylı bir soruşturma talebinde bulundular. Bütün bu “dostlar alışverişte görsün” türünden atılan adımların bir yere varacağı şüpheli. Bu iş Filistinli bir teröristle ilgili olsaydı soluğu Ramallah’ta almışlardı. Ama insan hakları savunucusu bir Filistinli onların hesaplarına pek uygun düşmüyor anlaşılan. SON NOT Dünyanın her yerinde hükümetleri eleştiren ve insan hakları ihlallerine dikkat çeken aktivistler var. Bu insanlar canlarını dişlerine takıp mücadele ediyorlar. Bunun İsrail’de, Filistin’de veya o veya bu yerde olması önemli değil. Banat gibi isimleri unutmamalıyız diye düşünüyorum. Eğer gerçekten içinde Filistin halkına zerre kadar sevgi duyan kim varsa Abbas hükümetinin yaptıklarını görür ve barış için çabalar. Bir Türk olarak, İsrail ve Filistin barışı belki doğrudan benim meselem değil gibi gözüküyor olabilir ama unutmayalım ki bu coğrafyada sağlanacak bir barış Türkiye için de her zaman iyidir ve ülkemiz hiçbir zaman yozlaşmış, kirlenmiş ve sahtekâr hükümetlerin destekçisi konumuna düşürülmemeli. Biz bir yerde taraf olacaksak, Filistin halkından yana olalım. Onların gerçek iradelerinin sandığa yansımasını savunalım. Barışa çağrıda bulunalım. Yıllardır acılarla yoğrulmuş bir coğrafyada oturuyoruz ve bizim için barış ekmek gibi su gibi vazgeçilmez olmalıdır. Nizar Banat bu idealler için hayatını kaybetti. Mekânı cennet olsun. Bir gün Abbas ve yandaşlarının da devrileceğini göreceğiz inşallah.