Erkek çocukları içinse baba tam bir rol modeldir. Babanın anneye davranışı ileride eşe davranışını belirler. Baba erkek çocuklar için bir güç simgesidir.Her davranışımız çocuklarımıza bırakacağımız birer mirastır. Çocuklar anne ve babayı kopyalarlar. Yanlış olan şeyleri ailede görüp normalleştirirler. Yaptıkları hataları ailede görüyorlarsa bunu meşrulaştırıp, uygulamaktan hiç çekinmeyeceklerdir. Dolayısıyla evde adil bir görev dağılımı gören bireyler, evlendiklerinde de aynı durumu devam ettireceklerdir. Toplumun eğitim yapısından şikâyet ederek değil, iyi evlatlar yetiştirerek bu durumdan kurtulabiliriz. Babalar; çocuklar ve anneleri arasında sizden ayrı geçirilmiş sadece 9 ay var doğduktan sonra bu farkı pek ala kapatabilirsiniz. İlgili baba demek psikolojisi düzgün, kendine güvenli, hata yapmaktan uzak, ayakları üzerinde duran bireyler demektir. Lütfen hayata daha çok dahil olun.
Babalar kendilerini ne kadar ebeveyn görüyorlar?
Toplumun eğitim yapısından şikâyet ederek değil, iyi evlatlar yetiştirerek bu durumdan kurtulabiliriz.
Bir çocuğun dünyaya gelmesi için iki canlıya ihtiyacı vardır. Bu iki canlının ortak gayreti sonucu yeni bir can meydana gelir. Onlara ebeveyn denir. İşler daha sonra karışır. Kimin koyduğu bilinmeyen kurallar sıralanır, kültürel farklılıklar boy gösterir ve anne-baba çocuğun büyütülmesinde bambaşka alanlara savrulur. Türk kültürünün, uzun yıllar savunduğu tez; baba heybesini doldurur, anne çocuğa bakar olmuştur. Fakat heybenin içinde sevgi saklı değilse çocuğun bedeni gelişse bile ruhu hep dipsiz bir kuyuda kalır.
Çocuğun ruhsal gelişiminde baba çok etkili bir rol modeldir. Özellikle kız çocuklarının ileriki yaşamını baba ile olan iletişimleri belirliyor. Özel hayatlarında yaşayacakları ilişkileri, babası ile ilgili olan ilişkisi belirliyor. Babası tarafından sevilmeyen kız çocukları erken evlenmeye meyilli olurlar, kendinden yaşça büyük bireyleri tercih edebilirler. Babası tarafından görmediği sevgiyi dışarıda aramaya başlarlar. İlgili baba ile büyüyen kız çocukları güvenmeyi ve paylaşmayı öğrenir. Zarar gördüğü zaman babasının arkasında olacağını bilerek büyüdüğü için, yaşadığı kötü durumları saklama gereksinimi duymaz.
Erkek çocukları içinse baba tam bir rol modeldir. Babanın anneye davranışı ileride eşe davranışını belirler. Baba erkek çocuklar için bir güç simgesidir. İlgisiz babaların yetiştirdiği çocuklar özellikle ergenlik dönemlerinde babalarından intikam alma içgüdüsüyle yanlış arkadaşlıklar kurabilir ve yanlış davranışlar sergileyebilirler.
AÇEV’in yaptığı araştırmaya göre babaların %92’si sevimli buldukları için çocuk sahibi olmak istiyor, %91’i de bebeklik dönemindeki bakımın anneye ait olduğunu düşünüyor. Bu aidiyetliği sorgulamak gerekiyor elbette. “Bu görevi kim verdi ve bu düşünce nasıl empoze edildi?” diye. Bebeklik döneminde kurulamayan bağın ileride kurulması oldukça güç hale geliyor. Baba, zorluğunu yaşamadığı bir dönemin, kolaylığının da mutluluğunu da yaşayamaz hale geliyor. Üstelik çocuğunu tanımadığı için, henüz dil gelişimine sahip olmayan çocuğun ne anlatmak istediğini de anlayamıyor. ‘Türkiye’de Babalığı Anlamak Serisi’ kapsamında hazırlanan rapora göre “İlgili babalık”, babanın çocuğun bakım ve gelişiminde sorumluluk üstlendiği, çocuğun gelişimi için ortam ve fırsat sağladığı, çocukla karşılıklı ve yakın ilişki kurduğu, çocukla vakit geçirdiği, çocuğu dinlediği, çocukla ilişkisinde ve çocuğun desteklenmesinde etkin yöntemler kullandığı babalık modelidir.
İlgili babalık üstüne yapılan araştırmalara göre, sıcak, duyarlı ve ilgili babalarla büyüyen çocuklar, psikolojik olarak daha uyumlu olmakta, daha az davranış problemleri göstermekte ve akranlarıyla daha iyi iletişim kurmaktadır.
Rapora göre özellikle gelişimin çok hızlı olduğu 0-3 yaşları arasında, babaların çocuk bakımına katılması ve çocukla yakın ilişki kurması çocuk gelişimi açısından oldukça önemlidir.
Araştırma sadece babalık ile ilgili değil üstelik. Erkeklerin sadece 4’te 1’i ev işlerine yardımcı oluyor. Günümüzde her kadının çalıştığını düşünürsek oldukça az bir oran. Babaların %35’i çocuğun okul hayatıyla ilgili süreçlerde yer alıyor. %35’i ödevleri takip etmediğini, okuldaki etkinliklere katılmadıklarını dile getirdi.
Burada sübjektif bir yorum yapma ihtiyacı hissettim. Bu durum zorla yapılacak bir görev değildir. İçten gelen bu duyguları değiştirmek toplumun zihniyet yapısının değişmesiyle, erkek çocukların paşa gibi yetiştirilmediği zamanlarda değişecektir. Kadına yüklenmiş bu görevler son derece ilkel zamanlarda kalmıştır. Kadın iş hayatına giriş yapmış, ev ekonomisine erkek gibi katkıda bulunan bireyler haline gelmiştir. Bu durumda görevler eşit dağıtılmalıdır. ‘Yeteneğe göre görev’ kavramı da pek mümkün değildir maalesef. Fiziki durumun müsaade etmediği görevler dışında bir insan bulaşıkları makineye atmak konusunda yetenekli olacağı aşikardır. Bu durum bu olguların ciddiyete alınmadığını gösteren basit düşüncelerdir.