Gündem

AYM Başkanvekili Yıldırım: 100 bin başvuruyu değerlendirmek zor

AYM Başkanvekili Yıldırım: 100 bin başvuruyu değerlendirmek zor
Abone Ol
'ANAYASA MAHKEMESİ TEMYİZ İNCELEMESİ YAPMIYOR' Prof. Dr. Yıldırım, Türkiye’de bireysel başvurunun ilk başlarda biraz yanlış anlaşıldığını, vatandaşın her türlü derdini çözüm yolu olarak Anayasa Mahkemesi’ni düşündüğünü ifade ederek, şöyle devam etti: "Fakat Anayasa Mahkemesi her türlü derdin çözüleceği bir yer değil. En büyük yanılgı da şundan kaynaklandı; Yargıtay’ın veya Danıştay’ın verdiği kararlara veya bazı konularda mahkemelerin kararları kesildi, kesinleşmiş kararlara karşı Anayasa Mahkemesi’ne ‘bu karar adil değildir’ diye başvurular geliyor. O temyiz incelemesi. Anayasa Mahkemesi temyiz incelemesi yapmıyor. Burada çok katı kabul edilebilir kriterler geliştirildi. Almanya ve İspanya’da başvuruların yüzde 98’i kabul edilemez bulunmaktadır. Türkiye’de bu oran aşağı yukarı aynı. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuruların yüzde 97-98’lik gibi oranı kabul edilemez bulunuyor." 'SURİYELİ, IRAKLI BAŞVURURSA NE OLACAK?' 23 Eylül 2012’den önce kamu gücünden kaynaklanan hak ihlallerine bakmadıklarını da vurgulayan Prof. Dr. Yıldırım, "Bir olay 22 Eylül 2012 saat 23.59’da sonuçlanmışsa Anayasa Mahkemesi ona bakamaz" dedi. Şuana kadar 'yer' bakımından bir yetkisizlik verilmediğine de dikkat çeken Prof. Dr. Yıldırım, şöyle devam etti: "Bu şu demek; Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik alanı dahilindeki bir olayla ilgili davalara biz bakabiliriz. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’ta veya Suriye’deki bir operasyonundan dolayı Suriyeli veya Iraklı biri bir hak ihlaline uğradığını iddia ederse ve bize başvurursa ne yapılacak? Buralar Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik alanı dahilinde değil. Ama belli bölgelerde Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuken değil de fiilen egemenlik sahibi olduğu görülüyor. Önümüze henüz böyle bir konu gelmedi. Gelirse nasıl bir karar çıkar bilemiyorum. Ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konudaki kararlarına baktığımızda özellikle Kıbrıs konusunda Türkiye’yi mahkum etmiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uluslararası hukukta Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik alanına dahil değil. Dünya tanımıyor ama bize göre ayrı bir devlet. Fakat AİHM, orada ki bir takım Kıbrıslı Rumların kaybolan Rumlar ve bir takım mal mülkle ilgili başvuruları da Türkiye aleyhine karar vermiştir. Ana şey şu; KKTC ‘nın egemenlik alanı içinde değil ama oradan fiilen Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kontrolü var. Oradaki halk ihlallerinden de Türkiye Cumhuriyeti sorumludur."