Ankara’daki Gezi Davasında savcı mütalaasını değiştirerek yargılanan kişilerin “terör örgütüne üye olma” suçundan da cezalandırılmasını istedi. İstanbul’da başlayıp tüm Türkiye’ye yayılan Gezi eylemlerinin Ankara ayağına açılan davada, değişiklik yaşandı. Savcı 2020 yılında sunduğu mütalaada değişikliğe gitti. Ankara’daki Gezi eylemleri nedeniyle 26 sanık hakkında 2016 yılında dava açılmıştı. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 2020’de esasa ilişkin mütalaasını veren savcı, sanıkların “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “terör örgütünün propagandasını yapma”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “devletin egemenlik alametlerini alenen aşağılama” ve “mala zarar verme” suçlarından cezalandırılması talep edilmişti. Ayrıca 1 sanığa “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan hapis istenirken, diğer 25 sanığın bu suç yönünden beraatı istenmişti. “ÖRGÜT TALİMATIYLA HAREKET ETTİLER” Mahkeme, yargılama sürecinde sanıkların HTS kayıtlarını aldırarak bilirkişi incelemesi yaptırdı. Duruşma savcısı, dosyaya gelen bilirkişi raporunun ardından 22 Nisan’da ek mütalaasını sundu. Ek mütalaada sanıkların, terör örgütüne mensup oldukları, terör örgütlerinin maksadı ve talimatları doğrultusunda sürekli, çeşitli ve yoğun olarak eylem ve faaliyetlerde bulundukları savunuldu. Sanıkların tamamına, “yargılandıkları diğer sanıklarla suça konu tarihlerdeki birlikteliklerini teyit eder mahiyetteki iletişim/baz kayıtları, pek çok farklı tarihlerde eylemlerin gerçekleştiği Kızılay bölgesinde bulunmaları” gerekçesiyle “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan da ceza verilmesi talep edildi. SAVCI MÜTALAASINDA GEZİ EYLEMLERİ Savcı, mütalaasında eylemlerle ilgili şu tespitlere yer verdi: “PKK/KCK, DHKP/C, TKP/ML-TİKKO ve MLKP gibi silahlı terör örgütleri ile marjinal gruplar, Gezi Parkı’nın bir kısmına yapılması planlanan Taksim Kışlası’nı engelleme bahanesiyle başlatılan ve günlerce devam eden eylemleri kendi propaganda platformuna dönüştürdü.” “Çeşitli sol terör örgütleri tarafından çok sayıda kanuna aykırı gösteri düzenlendi, göstericilerin uyguladıkları şiddetten dolayı çok sayıda kamu görevlisi ve sivil şahıs yaralandı.” “Gerçekleştirilen eylemler sonucunda insanların hayat, seyahat, ulaşım, sağlık gibi kişisel hakları engellendi, kamu düzeni ve güvenliği tehdit edilir hale geldi.”