Seçimler sonrası kim iktidar olursa olsun önemli sorunları önünde bulacak. Bu sorunlar içerisinde Türkiye’nin dış ilişkileri çok önemli bir yer tutuyor. Zira günümüzde dış politika artık doğrudan iç politikayı da etkiliyor.
Loading...
Birçok kamuoyu araştırma şirketinin raporları AKP’nin iktidarı kaybedeceğine ve Altılı Masa olarak adlandırılan muhalefet partileri birliğinin seçimlerde iktidara olacağına dair inancı arttırıyor. Bir başka deyişle Altılı Masa kendisini iktidara hazırlıyor.
Dün akşam Ankara’da yapılan bir düğün töreninde iktidar yanlısı gazetecilerin, hatta bazı iktidar partisi mensubu milletvekillerinin bile artık bu düşünceyi kabullendiklerini gösteren diyaloglar yaşanmış.
Seçimler sonrası kim iktidar olursa olsun önemli sorunları önünde bulacak. Bu sorunlar içerisinde Türkiye’nin dış ilişkileri çok önemli bir yer tutuyor. Zira günümüzde dış politika artık doğrudan iç politikayı da etkiliyor. Küresel ve bölgesel çapta atacağınız adımlar artık “dış mesele” değil sadece, aynı zamanda “iç mesele.”
Bu anlamda Türkiye’nin son dönemde Ortadoğu – Arap ülkeleri ile yakınlaşma hamleleri içinde en önemlilerinden birisi Suriye adımı.
İktidar Suriye ile yeni bir sayfa açmak istiyor. Sorun elbette sadece iki ülke ile ve tek başlık ile sınırlı değil. Çok sayıda problem ve taraf meseleyi çetrefilli hale getiriyor. Bunlar başka yazıların konusu olabilir. Bu yazıda Altılı Masa’nın Türkiye – Suriye olası normalleşmesine nasıl baktığını görmeye çalışacağız.
CHP Suriye’de 11 yıllık süreçte Suriye ile diyalog geliştirilmesi gerektiğini her zaman vurguladı. Zaman zaman hükümetin Suriye’ye yönelik operasyonları da kapsayan tezkerelerine “evet” oyu vermesi bu gerçeği değiştirmiyor. İYİ Parti de CHP çizgisinde. Saadet Partisi’nin 2012’de Genel Başkanı olan Mustafa Kamalak o dönemde Suriye’ye bir ziyaret gerçekleştirmiş ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ile bir görüşme gerçekleştirdikten sonra Şam’da düzenlediği basın toplantısında AKP hükümetinin Suriye politikasını eleştirmişti. Saadet Partisi halen aynı çizgide. DEVA partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise görece sessizliğini koruyor. Babacan daha önce yaptığı bazı açıklamalarda konuya sığınmacılar merkezli yaklaşmıştı.
Ancak Gelecek partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun Masa’daki diğer partilerden çok farklı çizgisini sürdürdüğü görülüyor. Bunun belirlenmiş bir iş bölümüne göre mi yapıldığını, ileride iktidar olunması durumunda “muhalifler” ile de ilişkilerinde devam ettirilebilme görevinin Davutoğlu’na düşüp düşmeyeceğini bilmiyoruz. Öyle ise bile bir sorun var:
Türkiye – Suriye olası normalleşmesi devletler arasında olacak. Örgüt düzeyinde değil. Bu durumda örgütler ya da “muhalifler” ile ilişkiler olsa bile asıl muhatap Suriye yönetimi olacak.
Ahmet Davutoğlu’nun söylemlerine bakıldığında ise Suriye ile normalleşmeye karşı olduğu açıkça görülüyor. Geçmişte Suriye “muhalefetini” koordine eden isim olan ve halen yakın ilişkisini devam ettiren Davutoğlu’nun Suriye ile ilişkilere karşı olması Altılı Masa’da kriz yaratabilir mi?
Nihayetinde Türkiye’nin normalleşmeye karar verdiği bir dönemde olası iktidarın ortakları CHP ve İYİ Parti bu konuda ne düşünüyorlar? Elbette iç sorunlar öncelikli ve iktidarın seçim yolu ile gönderilmesi birçok konuyu ikinci plana itiyor ancak Suriye meselesi koca bir kaya gibi yolda duruyor ve bu sorunun giderilmesi hem Türkiye açısından hem de Suriye açısından elzem. Suriye ile sorunun çözülmesi ise Ortadoğu ile normalleşmenin adımlarından birisi.
Böylece iktidar adaylarının arasında şimdiden bir dış politika sorununun gelmekte olduğu ortaya çıkıyor.
Davutoğlu Suriye’de isyan süreci başladığında dışişleri bakanlığı ve başbakanlık yaptı. Şimdilerde hükümetin hemen her icraatını eleştiriyor ancak kendisinin başrollerden birini paylaştığı Suriye süreci konusunda aynı söylemlere takıldığı görülüyor.
Türkiye – Suriye olası normalleşmesi devletler arasında olacak. Örgüt düzeyinde değil. Bu durumda örgütler ya da “muhalifler” ile ilişkiler olsa bile asıl muhatap Suriye yönetimi olacak.
Davutoğlu’nun bu tavrı salt “AKP politikalarına karşı çıkmak” için mi yoksa bundan sonraki olası iktidarda aynı tavrı sürdürecek mi?
Sürdürürse CHP’nin dış ilişkilerde büyük sorun yaşayacağı görülüyor. Bu sadece Suriye için geçerli değil. Müslüman Kardeşler ile var olan ilişkiler nedeniyle sorun yaşadığımız Mısır, Suudi Arabistan, BAE ile ilişkiler için de geçerli.
İktidar adım attı ve yeni bir durum doğdu. Bunun geriye işlemesi mümkün değil. Sınırımızın yanı başında var olan, kimisinin Türkiye tarafından da terör örgütü olarak kabul edildiği örgütler, sığınmacıların sosyo – ekonomik bir sorun olarak görülmesi, Ortadoğu’daki yeni dengeler ise sürecin hızlan(dırıl)masını zorunlu kılıyor.
Bu durumda seçimlerde başarılı olmaları halinde iktidarın (Türkiye’nin) dış politikasını kim saptayacak?
Altılı Masa’nın önünde duran sorunlardan biri olan dış ilişkiler neye göre şekillendirilecek? Rusya, İran ve İsrail, Filistin ilişkilerinde strateji ne olacak? Davutoğlu’nun değiştirmek istemediği “eskiye” göre mi, yoksa zaman içinde ortaya çıkan yeni dengelere göre mi? Bu soru Altılı Masa’da hiç tartışıldı mı? Nihayetinde iktidar olacaklarına neredeyse kesin gözü ile bakılıyor.