Loading...
90’ların İçişleri Bakanı Akşener’in ideolojik tercihlerini değiştirdiğini düşünmüyorum. Nitekim bugün gazetelerde okuduğumuz Sedat Bucak ile görüşmesi de bunun açık kanıtlarından biri.6’lı masayı bu çerçeveden değerlendirecek olursak, 6’lı masanın tabii ki “gönüllü birlik” örneğine denk düştüğü açık. Bu masada altı partinin altı lideri gönüllü bir şekilde siyasi bir birlik kurdular. Bu birliğin amacı, önümüzdeki seçimlerde AKP+MHP’nin egemenliğine son vermek için seçimleri kazanmak. Burada bir sorun yok. Mevcut seçim yasası seçimlerde ittifak kurmayı mümkün hale getirdiğinden böyle bir birlik kurmak meşru. Ama sorunlu olan bu 6 liderin birliğin ortak amacı yanında bu amacı yerine getirmek konusunda birbirlerine ne ölçüde güçlü bir güvene sahip oldukları. Bence 6’lı masa bu bakımdan olumsuz sinyaller veriyor. Özellikle İYİ Parti’nin lideri Meral Akşener’in çeşitli açıklamaları ve davranışları bu bakımdan dikkate değer. En son gelişmelerden biri geçenlerde Gürsel Tekin’in “HDP’li bakan da olur“ sözlerine yönelik söyledikleri tipik bir güvensizlik işareti. Akşener Tekin hakkında diyor ki: "CHP'nin kilit taşlarından bir tanesi. Böyle bir cümle kurduğuna ve kanaat getirdiğine göre partisinin görüşlerini iletiyor demektir." Akşener’in bu ifadesini biraz açarsak, Gürsel Tekin’in kendi fikirlerini değil de CHP’nin görüşlerini dile getirdiğini söylemesi, CHP’nin parti olarak HDP’yle açık olmasa da gizli bir ilişki içinde olduğuna inandığını gösteriyor. Bu da CHP’ye güvenmediğinin bir başka ifadesi. Bu nedenle o da, “HDP’nin olduğu masada biz olmayız” diyerek CHP’ye ayar vermek ihtiyacı hissediyor. (Bu arada Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda da ciddi kaygıları olduğu açık. Özellikle Koray Aydın’ın ve diğerlerinin bu konudaki ifadelerini de bu çerçevede okumalı. Sosyal demokrat kesimlerin ve CHP’nin çeşitli sembollerini kullanması, eski MHP’li Mansur Yavaş ile yakınlığı, ırkçılığı nedeniyle CHP Yüksek Disiplin Kuruluna (YDK) sevk edilen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı makamında kabul etmesi...vs. vs) Doğrusu, ben Akşener’in 90’larda yaptığı içişleri bakanlığından bu yana ideolojik tercihlerini değiştirdiğini düşünmüyorum. Nitekim bugün gazetelerde okuduğumuz Sedat Bucak ile görüşmesi de bunun açık kanıtlarından biri. 6’lı masanın imkanlarını kullanarak (mesela tv imkanlarını) muhafazakar, liberal ve hatta sol çevrelerden oy toplama gayreti içinde olan Akşener, özünde işte Bucak ailesini yeniden siyasete taşımak için girişimde bulunmaktan da kaçınmayan bir siyasetçi. Evet CHP’yi anlamak mümkündür. AKP+MHP ittifakına karşı geniş bir cephe kurmak istemesi anlaşılabilir bir tavır. Bu nedenle de “Helalleşme” fikrine tümüyle karşı değilim ama sorunların çözümüne katkısının da çok sınırlı olacağını düşünüyorum. Çünkü 6’lı masada olan liderler arasında ortak amaç ve güven açısından sorunlar var. Bu sorunlar dediğim de esas olarak İYİ Parti ile olanlar. İyi Parti diyorum ama o da özünde bu 6’lı masa liderlerinin o masaya neden oturduklarını etraflıca kendilerine de millete de anlatamadıklarından kaynaklanmaktadır. Kısacası, İYİ Parti’nin ideolojik tercihleri ile diğer üyelerin tercihleri birbirlerine uymamaktadır. Özellikle de CHP’nin. Belki CHP’nin de bir kısmının. Kim bilir.