MHP kurucusu Alparslan Türkeş’in oğlu AK Partili Tuğrul Türkeş, Gezi Parkı davasından tutuklanan Osman Kavala'yı ziyaret etmek istemiş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç konuya ilişkin "Talebi değerlendiriyoruz" demişti.
Türkeş, bu talebinden sonra babasının partisi MHP’den de ‘ayar yemişti.’ MHP Medya, İletişim ve Dijital Mecralardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, Türkeş’i şu sözlerle hedef almıştı: “Kim olduğu çok iyi bilinen Osman Kavala gibi bir ismin rezilliklerini bugünlerde gizlemeye yeltenenler, aynı ismin kepazelikleri altında kendilerini tüketmekten kurtulamazlar. Azgın söylemlerle Kavalacı olmak, milletin hakkına girmenin kendisidir.”
Türkeş, bu açıklamayı yapan Bakan Tunç'a şöyle tepki göstermişti: "Talebimiz karşılığında Sayın Adalet Bakanımızın davanın içeriği ile alakalı açıklamaları şık ve yerinde olmamıştır. Adalet Bakanı hak arayışlarına engel olmamalıdır."
Bu tartışmadan sonra Türkeş, bakanlığın görüşme talebini onayladığını duyurmuştu.
İsmail Saymaz’a konuşan Türkeş, bu süreçten detaylar paylaştı. Türkeş, 10 gün içerisinde Gezi Parkı tutuklularını ziyaret edeceğini belirterek, “Cezaevindekilerin mutlu beklentileri var. Oradaki insanların gönlünü alayım diye gidiyorum” dedi.
Başta Osman Kavala olmak üzere hiçbir Gezi Parkı tutuklusunu tanımadığını kaydeden Türkeş, “Hukuksuzluğa itiraz ediyorum” diye konuştu.
Neden izin çıkmadı?
Türkeş, “Neden izin çıkmadı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Cumhur İttifakı’nın etkileneceği düşünülmüş olabilir. Çünkü yargıya ilişkin tasarruflar adeta bir grubun etki alanına müdahale sayılıyor. AK Parti’de problem olacağını zannetmiyorum.”
Bakan eleştiriye yanıt verdi
Türkeş, mesajından sonra Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un kendisini aradığını ve eleştirilerine şöyle yanıt verdiğini anlattı: “Tam o gün biz sana haber verecektik, araya bir şeyler girdi, o arada sen tweeti yayınlamışsın.’”
Ne zaman cezaevine ziyarete gideceği de sorulan Türkeş, “İşlerimi bitireceğim. Ondan sonra bakanlıkla gün kesişiriz. Bu hafta sonunu hedefliyorum ama en geç önümüzdeki hafta bu görüşme yapılacak, 10 gün içinde” dedi.
İtiraz etmişti
Türkeş, Gezi Parkı günlerinde MHP’nin eyleme destek vermesine itiraz ettiği iddialarına da yanıt verdi: “Şu oldu: Gezi Parkı, ağaçlar kesilecek diye masum bir gençlik hareketi olarak başladı. Baştaki gençlik hareketi zenginleştirildi değişik örgütler tarafından.
MHP’deyiz. Genel başkan yardımcısıyım. Divan’da konuşuyoruz. Atilla Kaya, söz aldı, dedi ki: ‘Gezi Parkı olayları var. Gençler İstiklal Marşı okuyor, Türk bayrağıyla geziyor. Bunlara destek vermemiz lazım.’ Tartışma açıldı. MHP destek vermeli mi, vermemeli mi. Atilla ve bir iki arkadaş ‘Buna da destek vermeyeceksek, MHP olarak ne güne duruyoruz’ dedi. Söz istedim. Dedim ki: Arkadaşlara bir şey sormak istiyorum. Gezi Parkı olaylarını biz mi başlattık? Hayır. Buna katıldığımız takdirde yarın ‘Tamam, kifayet eder’ deyip dur dediğimizde durdurabilir miyiz?’ ‘Hayır’ dediler. Dedim ki: ‘O zaman bizim başlatmadığımız, kontrol etmediğimiz ve durduramayacağımız bir şeye girmememiz gerekir.’ Bu şekilde tamamlandı müzakere.”
Oğlu da eylemlere katılmış
MHP’nin eylemlere katılmasına karşı olduğunu belirten Türkeş, oğlu Uğur Türkeş’in Ege Üniversitesi’nde öğrenciyken Gezi Parkı gösterilerine katıldığı ifade etti: “Kimin yaptığı belli değil. PKK’lı da giriyor, DHKP/C de. Ama saf gençlik hareketini içine karışandan ayırmak lazım. Oğlum Uğur, Ege Üniversitesi’nde okuyordu. Sonradan bana diyor ki: ‘O zaman ‘yapma’ dersin diye söylemedim, her akşam eylemlere ben de katıldım.’
Arkadaşları Uğur’un kim olduğunu biliyor. Zaten benzer görüşteler. ‘Yol kapattık, varil yaktık’ diyor. Gençlik yapmadı mı bunu Allah aşkına. Ama iki şeyi ayırın. Gençliğin masumane protesto hareketi ile FETÖ’den DHKP/C ve PKK’ya, terör örgütlerinin girip işi bulandırmasını birbirinden ayırmak lazım.”
‘Ben hukuksuzluğa itiraz ediyorum’
Osman Kavala’nın tutukluluğuna neden itiraz ettiğini anlatan Türkeş, şöyle devam etti:
“Adamı Gezi Parkı’ndan alıyorsun, bir şey çıkmıyor, salıyorsun. Casusluktan alıyorsun, beraat ediyor, beraat ettiğini anlayınca tekrar Gezi Parkı’ndan içeri atıyorsun. TV’de adamın biri avukat sıfatıyla diyor ki: ‘Casusluktan beraat etmiş olsa dahi bu konuda kuvvetli emareler var.’ Yetkim olsa bu herifi barodan atarım. ‘Bunu mahkum etmeye karar verdik, mahkemenin beraatini kaale almıyorum’ (diyor.) Sen nasıl avukatsın ya, sana nasıl vekalet veririm. Buna itiraz ediyorum.”
Partisinden negatif bir şey duymadığını belirten Türkeş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tavrına dikkat çekti: “Bu son işte (Adalet Bakanlığı’nın izin vermesi) kendisine danışıldığını düşünüyorum.”
Gezi tutuklularının beşini ziyaret edeceğini belirten Türkeş, DEM Partili vekilin bir mesaj attığını da anlattı:
“Cezaevindekilerin mutlu beklentileri var. Oradaki insanların gönlünü alayım diye gidiyorum. Lütfü (Türkkan) ile konuşuyorduk. O ayda bir tutuklu geziyor. ‘İzin çıksın, tek araba ile gidelim, yolda laflarız’ diye konuştuyduk. Benim izin çıkmayınca Lütfü, ‘Nasıl çıkmadı, sekreterime söylüyorum, dilekçeyi yazıyoruz, ertesi gün gidiyorum, sana nasıl gelmiyor’ dedi.
Bizim Avrupa Konseyi Parlamenterler Grubu’na bilgi verdim. Gruptan DEM Partili bir milletvekili mesaj attı. ‘Aynı arkadaşları biz de ziyaret ediyoruz, kısa zamanda izin çıkıyor” dedi. Bu ayıp yani, bu ayıp!’”
İttifak etkilenebilirmiş
“Size neden izin çıkmadı?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Tahminim, Cumhur İttifakı’nın etkileneceği düşünülmüş olabilir. Çünkü yargıya ilişkin tasarruflar adeta bir grubun etki alanına müdahale sayılıyor. Orada bir tereddüt olmuş olabilir. Yoksa ben AK Parti’de problem olacağını zannetmiyorum.”