Kötü alışkanlıkları olanların kudurmuşlardan daha beter olduğu kesindir. Durmak bilmez bir istekle etraflarındakilere stres, korku, endişe yaşatırlar. Ama iyi alışkanlıkları olanlar hem kendileri hem de etraflarını sürekli ve sürdürülebilir olarak mutlu ederler.
Loading...
Alışkanlıklar hayatımızı düzene koyuyor sağlığımıza katkıda bulunuyor, ilişkilerimizi ve sosyal hayatımızı olumlu yönde etkiliyorsa bunun hem kendimize hem de topluma faydası yadsınamaz. Bu alışkanlıkların verimliliği artırması, daha sağlıklı düşünmeyi beraberinde getirmesi en büyük kazanımdır.
Henüz beş ya da altı yaşımdaydım sanırım. Yaz tatilinin başlangıcında bir hafta boyunca gece çok geç yatıyor, neredeyse öğleden sonra uyanıyordum. Bir akşam babamla sohbet ederken “Bugün öğleden sonra saat ikide kalktım biliyor musun baba” dediğimde babamın sakin bir yüz ifadesiyle bana dönüp “Sabah erken saatlerden itibaren neler kaçırmışsındır kimbilir” diye bir soru ile karşılaştım. Hemen sonrasında ise bir teklif geldi kendisinden.” Yarın Cumartesi, sabah 4:30’da kalkıp balık tutmaya gideceğim. Gelmek ister misin?” diye sordu. Sabah 4:30 ‘da nasıl kalkılır diye düşündüm ama denemeye değerdi. Evet çok isterim dedim. O zaman bu gece erkenden yat istersen uykunu al dedi.
Sabah 4:30’da kalkıp baba oğul henüz aydınlamamış havada Marmara denizinde adalara dolu yola çıkıp güneşin doğuşunu seyrederken yakaladığımız balıklar ve etrafın büyüleyici atmosferi babamın bana bir gün önce sorduğu “Neler kaçırmışsındır kimbilir?” sorusunu hatırlattı. O günden sonra sabah erken kalkmak için büyük çaba sarf ettim. Her gün başka güzel doğuyor her gün başka güzel şeylere şahit oluyor, belirli bir disipline giriyordum. Hayatıma o yıllarda giren sporla birlikte erken kalkmak bir alışkanlık haline geldi.. Halbuki bu alışkanlığı tam tersi yönde devam ettirseydim ve geç kalkmaya devam etseydim neler kaçıracaktım kim bilir.
Her seçim bir vazgeçiştir
Bu hikayenin finansla ne ilgisi olabilir ki diye sorabilirsiniz. Aslında sadece finansla değil hayatın tüm noktaları ile ilgisi var. Yaptığı işi disiplinli, kural bazlı ve zor koşulları göğüsleyerek yapmak iyi alışkanlık elde etmenin birinci koşuludur. İşi kolayına kaçarak günlük kazanımlar elde ederek, kısa süreli mutluluklar yaşamak kötü alışkanlıkların tipik örneğidir. Çok küçük bir örnek bunu doğrulamaya yeter belki. Dopamin ve endorfin vücudumuzun salgıladığı ve insanı mutlu eden hormonlardır. Bu hormonlar yaptığınız faaliyete göre alışkanlık yaratır. Spor yaparak, vücudunuzu biraz zorlayarak bu hormonların salgılanmasını sağlayabilirsiniz. Bir yandan mutlu olurken diğer yandan toksinlerden kurtulacak ve hücrelerinizi yenileyecek bir aktivite ile spor bağımlısı olabilirsiniz. Dopamin ve endorfinin salgılanmasını tetikleyecek başka şeyler de mümkündür. Örneğin alkol bunlardan biridir. Çikolata yemek de bu hormonların salgılanışını tetikler. İlk seçim sizi sağlıklı bir birey haline getirirken diğer seçim kısa süreli mutluluklarla sizi içten içe kemirir ve sağlığınızı kaybetmenize neden olur.
İşte tam da bu noktada Türkiye’de uygulanan politikaların hangi alışkanlıklara denk geldiği önemlidir. Kötü alışkanlıklar işin kolayına kaçarak kısa vadede mutlu olmanın bir yoludur. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’de kötü alışkanlıklara sapmanın önemli bir sinyalini, 2019 yılında uygulanan politikalardan sonra ikinci kez 2021 Eylül ayında vermiştir.
2021 Eylül ayında Merkez Bankası Başkanı tarafından verilen ve sonrasında Cumhurbaşkanı ile politik söylemle faizin baskılanması ile ortaya çıkan yapısal değişiklik Para Politikasının önemsizleşitirlmesini ve reel faizin rekor negatif düzeye inmesini ortaya çıkarttı.
Faiz konusunda politikacıların gösterdiği kötü alışkanlık, bağımsız olması gereken ekonomi kurumlarına da yansıyınca ekonomideki dengeler tümden bozuldu. Bunlarla ilgili ortaya çıkan sorunlardan kurtulmak için sorunun asıl kaynağına inmek yerine kısa dönemli, çerçevesi çizilmemiş kısa dönem mutluluk veren uygulamalara dönüldü. Para politikasının etkisi yerel para biriminin tercih edilmesiyken, bu tercihin sağlanması için Kur Korumalı Mevduat diye bir finansal enstrüman kullanılmaya başlandı. Bu ürünün bağımlılık yaratan bir maddeden hiç bir farkı olmaması dikkat çekicidir. Sürekli olarak uygulanmadığı zaman önlem almadığınız sürece etkisi geçen madde gibi bir süre sonra size zarar vermeye başlayacaktır. Sürekli uyguladığınız sürece de her geçen gün daha fazlaya ihtiyaç duyacağınız neredeyse kesindir.
Siz liralaşma artıyor diye kendinizi avutarak mutlu olduğunuzu zannederken aslında gerçekler dövize endekslenmiş bir mevduat ile işin içinden çıkılamayacak bir durumu ortaya koyar. Döviz mevduatının toplam içindeki payının %56’lar düzeyine indiği sanal mutluluğunu KKM maddesi ile yaşarken, gerçek aslında %72’lere çıkmış bir dolarizasyondur.
Üstelik bu bağımlı madde ile rezerv biriktiriyor zanneder, üstüne 1999 yılında kaldırılan ihracat döviz gelirlerinin TCMB’ye devrini yeniden canlandırarak uyuşturucunun etkisini daha da artırıp mutluluğunuz hiç bitmesin istersiniz. Hatta turizmcilerin de döviz gelirlerine göz dikerek bu durumun sürmesi için elinizden geleni yapmaya çalışırsınız.
Rezerv artırarak mutluluğunuzu daha da sürdürmek amacıyla ve etrafa da mutlu bir tablo çizdiğinizi göstermesi için dövizi baskılayarak ne kadar başarılı olduğunuzu kanıtlamaya çalışırsınız. Ama gerçekler maalesef böyle değildir.
Rezerv artırarak mutluluğunuzu daha da sürdürmek amacıyla ve etrafa da mutlu bir tablo çizdiğinizi göstermesi için dövizi baskılayarak ne kadar başarılı olduğunuzu kanıtlamaya çalışırsınız. Ama gerçekler maalesef böyle değildir. Biriktirdiğiniz tüm dövizi arka kapıdan satarak rezervlerinizi -55 milyar dolar düzeyine indirmiş olmak, sizi mutlu edecek başka kaynaklara yönlendirmeye başlar. Fakat bir konudan hiç haberdar değilsinizdir. Etrafınızda farkındalığı yüksek kesimler, bu durumun sürdürülemez olduğunun bilinci içinde kendilerini korumak, üretimlerini devam ettirebilmek ve en büyük sorun olan enflasyondan kaçış için ellerindeki TL’yi başka bir şeyle, dövizle, hammaddeyle, sermaye malı ile, evle, arabayla değiş tokuş ediyorlardır. Global konjonktürde çıkan dalgalanmalar dolayısı ile artan hammadde ve enerji fiyatları da yanınızda değilse önemli dış ticaret açıkları veriyor ve döviz kaybetmeye devam ediyorsunuzdur.
Geri dönüşü çok zor olan ve kaybettiklerinizin geri kazanımının son derece zor olduğu başka bir yan etki de enflasyon, üretim, istihdam kısmında yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlar. Önceleri rekabetçi kur söylemiyle ortaya attığınız tez, yaptığınız müdahaleler ve belirsizlik dolayısı ile bozulan fiyatlama davranışları sizi arkadan vurmaya başlar. Siz ihracatımız artıyor söylemiyle avunmaya çalışırken yıllık bazda ihracat rakamlarındaki artış hızı gerilemeye başlamış, ithalat ise tüm hızıyla devam ederek enflasyonu düşürme konusundaki hayallerinizi suya düşürmüştür.
Her geçen gün artan üretici maliyetleri ile rekabetçi olmasını düşündüğünüz kur bir bakmışsınız değerlenmiştir.
İhracatçının maliyetini karşılayacak rekabetçi kur da elinizden kayıp gitmiş. Kısa mutluluk için başta söylediklerinizle de ters düşmüşsünüzdür. Üstelik fiyatlama davranışlarındaki bozukluğu daha kötü hale getirerek güveni tamamen ortadan kaldırmış 1990-2002 yıllarındaki enflasyon devalüasyon sarmalına ülkeyi yeniden mahkum ederek ölmüş olan kur - enflasyon ilişkisini yeniden canlandırmışsınızdır.
Bu kadar kötü alışkanlığın sonunun iyi bir yere gitmediği su götürmez bir gerçektir. İyi alışkanlıklar emek, zaman, efor ve zahmet gerektirir. Fakat iyi alışkanlıklar her seferinde daha iyi bir seviyeye, daha sağlıklı bir yapıya, daha mutlu bir geleceğe taşır. Kötü alışkanlıkları olanların kudurmuşlardan daha beter olduğu kesindir. Durmak bilmez bir istekle etraflarındakilere stres, korku, endişe yaşatırlar. Ama iyi alışkanlıkları olanlar hem kendileri hem de etraflarını sürekli ve sürdürülebilir olarak mutlu ederler.