Ali Haydar Fırat yazdı | Uluslararası ilişkilerde AKP'nin krizi, CHP'nin görevi
AKP'nin İki Tarz Siyaseti
Yıllar önce AKP; AB ve ABD ile sıkı ilişkiler içindeyken CHP’yi dünyayı iyi okumamakla, gerçek anlamda sosyal demokrat bir parti olmamakla eleştirir ve CHP’de bunun aksini ispatlamaya çalışırdı. Şimdi ise AKP bütün bu devlet ve yapılarla arası açıldığı için CHP’yi dış politikada “millici” olmamakla eleştiriyor ve sürekli CHP’nin Türkiye’yi dışarıya şikayet ettiğini dile getiriyor. CHP şimdi de bu tezin doğru olmadığını anlatmaya çalışıyor. Dolayısıyla CHP aslında kendisini, uluslararası siyasete bakışını, ülke sorunlarını uluslararası sistem içinde nasıl çözümlediğini anlatmak yerine AKP paradigması içinde kalıp kendisine atfedilen suçlamaların doğru olmadığını kanıtlamaya çalışıyor. Bu pozisyon sağlıklı değildir ve muhalefette sabitlendiğini kabul etmek anlamı taşıdığını görmek gerekmektedir. Oysa bugün Türkiye’nin AKP’den ibaret olmadığını anlatması, göstermesi bile CHP’nin çok büyük bir güç kazanmasına neden olacaktır. Bununla birlikte Suriye meselesi, Orta Doğu, Kürtlerin yapacağı referandum, AB ile ilişkiler konusunda çok ciddi bir atağa kalkması gerekmektedir. Bunu yaparken de AKP’nin kendisini neyle suçlayacağı ve nasıl karşı bir propaganda yapacağını da birincil bir mesele haline getirmemelidir. Asıl meselesi AKP’den farkını ortaya koymak olmalıdır. AKP’nin uluslararası alanda izlediği siyaseti hem dışarı da hem de içeride çok iyi anlatmasıdır. CHP bunu yaptığında gerçek anlamda iktidarın en büyük alternatifi olur. Türkiye halkının da, dünyanın da şu an CHP’den beklediği budur.