Ali Haydar Fırat yazdı | Milli iradeden tek adam iradesine

Abone Ol
Anayasa Değişikliği Meclisten Geçer mi? Sayın Devlet Bahçeli’nin daha önce başkanlık konusunda söyledikleri ortadadır. Geçen seçim kampanyasında ve önceki dönemlerde AKP ve Sayın Cumhurbaşkanına yönelik eleştirileri eleştiri olmanın ötesinde ağır hakaretler içeriyordu. AKP’nin PKK ile başkanlık konusunda anlaştığı söyleyen Sayın Bahçeli bugün eleştirdiği konuma gelmiş bulunmaktadır. Sayın Bahçeli’yi bu konuma getiren nedir bilmiyoruz; ama şunu çok iyi biliyoruz ki MHP’li vekiller ve MHP’ye oy verenler böyle bir değişikliği istemiyor, zira böyle bir değişiklik için oy vermediler. Keza AKP’li vekiller için de aynısı söylenebilir. Hiçbir AKP’li vekil Cumhurbaşkanına bütün iradelerini teslim edeceğini söyleyerek halktan oy istemedi. Bu çerçevede eğer liderler baskı kurmaz ve gerçekten Anayasa, yasa ve iç tüzükteki gibi oy kullanma hakkına müdahale etmezse bu paket TBMM’den geçmeyecektir. Anayasa Değişikliği Referandumdan Geçer mi? Eğer paket mecliste liderlerin baskısıyla geçerse referandumda geçmeme olasılığı çok daha yüksek. Kuşkusuz bu yine ülkenin içinde bulunduğu atmosferle ilgili olacaktır. Yani Olağanüstü Hal ortamında yapılan bir referandum 12 Eylül darbe ortamında yapılan anayasa oylamasından farksız olacaktır. Silahların gölgesinde bir anayasa değişikliğinin hiçbir demokratik ve ahlaki değerle bağdaşmadığı, yapanlara da bir istikrar getirmediği ortadadır. Bütün bu süreçlere karşı direnen tek parti CHP’dir. CHP’nin AKP iktidarına yönelik dile getirdiği bütün eleştiriler tarih tarafından doğrulanmıştır. İç politikadan ekonomiye, dış politikadan Kürt Sorununa kadar Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri ve CHP’nin raporlaştırdıkları ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla CHP tarihin kendisine sunduğu avantajla bu sürece girecektir. Öte yandan söz konusu Anayasa değişikliği bu ülkenin hiçbir sorununa dönük bir çözüm çabası içermemektedir. Bu anayasa millet için değil; bir kişi için yapılmaktadır ve milletin iradesini tümüyle ortadan kaldıracaktır. İletişim sürecinde doğru ve haklı olmak çok avantajlıdır; ancak mesele bu avantajı iyi biçimde kullanabilmektir. Doğru kavram, örnek ve sloganlarla halka anlatılırsa bu paketin halktan geçmesi mümkün olmayacaktır. Türkiye’de demokratik bir bilinç ve anayasal/kurumsal bir kültür vardır. Böylesi bir toplumsal yapıda tek adam egemenliğine halkın razı olması mümkün değildir. Yıllarca AKP’nin daha fazla demokrasi, kalkınma vb. söylemlerine oy verenler de dahil olmak üzere kimse anti-demokratik bir süreç; veya yapı içinde yaşamak istemeyecektir. Dahası kimse kendi iradesini tümüyle bir kişinin egemenliğine teslim etmeyecektir. Yaşadığımız bu süreç tarihsel ve toplumsal bir kırılma niteliği taşımaktadır. Ya demokrasi ve özgürlüklere geçişin kapısı aralanacak ya da Olağanüstü Hal uzun bir süre egemen olmaya devam edecektir. Dolasıyla artık milli iradeye de; onu fetişleştiren söylemlere de gerek kalmayacaktır.