- 1994 yılından beri yerelde iktidar olan AKP artık eski gücünde değil. Bütün kentler ranta ve betona kurban edildi ve vatandaşlar artık kentlerde nefes alamıyor.
- Kentlerde giderek artan baskılar sosyal yaşamı olumsuz etkiliyor. Özellikle gençlerde bu baskıya karşı çok ciddi bir tepki söz konusu. Gençler, eğitimli kesimler ve AKP’li olup sınıfsal geçişi sağlayan kesimler yoğun bir biçimde CHP’li belediyelerin yönettiği ilçelerde yaşıyor, orada iş kuruyor ve orada yatırım yapıyor.
- AKP’nin İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir gibi kentlerdeki belediye başkanlarını istifa ettirmesi hala açıklanabilmiş ve halkın içine sinmiş değil. Bu durum kamuoyunda beklenen desteği görmedi.
- İstifa ettirilen belediye başkanlarının yerine gelen AKP’liler bir tür PR çalışması yapsa da artık o etkiyi yitirmiş durumdalar. Dolayısıyla AKP seçmeni hem görevden alınan başkanlar nedeniyle hem de yerine getirilen başkanlar nedeniyle çifte huzursuzluk yaşıyor. İstanbul’un mevcut Büyükşehir Belediye Başkanının sadece AKP’ye oy veren alanlar/ilçelere hizmet götüreceklerini ifade etmesi büyük tepkiye neden oldu.
- Kent rantının İslami, muhafazakar kesimde haksız zenginliğe neden olduğu ve rantın belli ellerde toplanmasının çok ciddi huzursuzluk yarattığı da CHP tarafından görünen, not edilen bir gelişmedir.
İşte bütün bu ana başlıklar CHP’nin ülkeyi yerel seçim tartışmalarına sokmasına neden olacak. CHP yerel seçimlerde yıpranmış AKP’ye karşı daha şanslı ve bu nedenle yerel seçim startını çok erken verecek. CHP’nin bir diğer hesabı yerel seçim sürecinde AKP-MHP ittifakının yıpranacağı; hatta parçalanacağı yönündedir. Manisa’da konuşma yapan Başbakan Binali Yıldırım’ın “Manisa’nın anahtarını” istemesi Manisa’nın MHP’li büyükşehir belediye başkanını isyan ettirmişti. Dolayısıyla şu an MHP’de olan Mersin, Adana gibi büyükşehirleri AKP de istemektedir. MHP’nin bu kentleri ve kimi önemli ilçeleri AKP’ye kaptırması partinin tümden AKP içinde erimesine neden olacaktır. İYİ Parti’ye gitmeyip MHP’de kalan milliyetçilerin/ülkücülerin en temel kaygısı Devlet Bahçeli’nin Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu ile aynı kaderi paylaşmasıdır. Dolayısıyla CHP bunu da hesaplayarak ciddi bir atak yapacaktır.
CHP Adaylarını Erken Açıklayacak
CHP’nin en şaşırtıcı hamlesi ise adaylarını erken açıklaması olacak. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nda olduğu gibi CHP lideri Kılıçdaroğlu CHP’nin rahatlıkla kazandığı il ve ilçelerde ve çok az oy aldığı yerlerde adaylarını erken açıklayacak. CHP çok yüksek oyla kazandığı ve kazanmakta bir sorun görmediği Çankaya, Yenimahalle, Beşiktaş, Kadıköy, Şişli Maltepe, Seyhan, Muratpaşa, Konyaaltı, Karşıyaka, Konak, Yenişehir, Bodrum, Marmaris gibi yerlerde parti içi tartışmalara, aday adaylarının seçimlere negatif etkisine imkan vermemek için bu yola başvuracak. Özellikle mevcut başkanlarla devam etme kararının alınacağı yerlerde, mevcut başkanın yıpratılmaması ve en yüksek oyla seçimlerin alınması için bu yönde hareket edilecek. Çünkü özellikle Ankara ve İstanbul’un alınması için CHP’nin yüksek oyla kazandığı ilçelerde rekor katılımın sağlanması ve oyun alınması gerekiyor. CHP özellikle bu iki şehirde yönettiği belediyeleri, büyükşehirlerin alınması için seferber edecek. Bu nedenle adayların önceden açıklanması güçlü bir örgütlülüğün sağlanması, büyükşehir adayına gerekli desteğin verilmesi için büyük önem taşıyor.
CHP önceki seçimlerde az oy aldığı il ve ilçelerde de adaylarını erken açıklayacak. Burada alınacak her fazla oy partinin genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha yüksek bir motivasyonla girmesini sağlayacak.
CHP’nin bu çalışması bir taraftan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı elimine ederek adayların ön plana çıkmasını sağlayacak; diğer taraftan partinin çok az yıpranarak seçimlere girmesini sağlayacaktır. Bu stratejinin uygulanamaması durumunda ise Cumhurbaşkanı Erdoğan yerel seçimleri domine edecek ve genel seçim havasında bir seçime girilmesini sağlayacaktır. CHP bu oyunu bozmaya hazırlanıyor...