Ali Haydar Fırat yazdı | Zamanı doğru okumak ya da CHP ne yapmalı?
AKP, Olağanüstü hal ile Türkiye’yi seçime götürecek ve referandumdaki gibi istediği sonucu çıkaracaktır. Dolayısıyla CHP için öncelikli görev; 1- Türkiye’yi olağanüstü halden çıkarmak, 2- Seçime götürmektir.
Bu çerçevede bugünden başlayarak olağanüstü halin kaldırılması için kampanya başlatılmalıdır. AKP’nin son çıkardığı KHK ile ortaya koyduğu gibi Türkiye’de bütün demokratik kurum, kural ve yasalar askıya alınmıştır. Artık her hak arama toplantısı, gösterisi, basın açıklaması darbe eylemlerinin devamı olarak görülüp o çerçevede “sivil” ve güvenlik güçlerinin müdahalesine açık hale getirilecektir.
Bu süreçten çıkmanın yolu Anayasa Mahkemesi’nde gitmek değildir. Dolayısıyla mücadelenin yönünü değiştirmek gerekmektedir.
Mevcut şartlarda AKP’nin baskın bir seçim yapacağı görülmektedir. Buna cesaret etmese bile Mart 2019’a kadar partiler AKP karşısında kampanya yürütemeyecektir. Seçimlerde eşit propagandanın yapılmamasından tutun da, sandık güvenliğine kadar bütün süreçler ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak için her yolu deneyen bir iktidarın inisiyatifine bırakılacaktır.
Şimdi CHP’nin Türkiye’deki bütün partileri, sivil toplum örgütlerini yanına çekip inisiyatif alması gerekmektedir. Bunu almaması seçim yenilgilerini şimdiden kabul etmesi anlamını taşıyacaktır.
Olağanüstü halin uzatılmaması için kampanya başlatmak sonrasında milletvekillerinin istifasıyla AKP’yi seçime götürmekten başka yol kalmamıştır. Eğer “bizim vekiller yerine AKP kısmi bir seçim yapacak ve kendi vekilleriyle gelecek” gibi bir ihtimalden çekiniliyorsa bunun meşruiyeti yoktur. Buradaki temel mesele AKP’nin meşru olmayan yöntemlerle ülkeyi yönetmesi ve seçime götürmesidir. CHP’nin olmadığı bir meclisin siyasi meşruiyeti yoktur. O meşruiyetin tek yolu demokratik kanalların açılması için demokratik yoldan mücadeledir. Kapı kapı, sokak sokak, ilçe ilçe, il il dolaşmaktan başka CHP’nin yapacağı bir şey kalmamıştır.
CHP bu haliyle devam ederse, tarihe, Cumhuriyete ve yurttaşlara karşı büyük bir vebal işlemiş olacaktır ki; bunun tarihsel ve toplumsal telafisi mümkün olmayacaktır.