Gazeteci Nagehan Alçı’nın 2013 yılında bir televizyon kanalında sunduğu programın yayından kaldırılması üzerine bir X (Twitter) kullanıcısı, "Gündüzleri kaynım bana kaydı, akşamları Fidan kalsın mı? Ne yapsa olmuyor işte!" şeklinde bir paylaşımda bulunmuştu, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat ise paylaşımı alıntılayarak "Taze kaşarın programı yayından kaldırılmış" ifadesini kullanmıştı.

Alçı'nın şikayeti üzerine 2014 yılında İstanbul 36'ncı Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Kırıkkanat'ın 'alenen hakaret' suçundan 2 bin 610 lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmişti.

Cezanın ardından Kırıkkanat konuyu AYM'ye taşıdı. Başvurusunda şikayete konu paylaşımın eleştirel mahiyette olduğunu savunan Kırıkkanat, 'kaşar' ifadesinin "çok deneyim kazanmak veya hoşa gitmeyen bir harekete ya da bir işe alışarak artık ondan üzüntü duymaz hale gelmek anlamındaki 'kaşarlanmak' olarak kullanıldığını", bu ifadesiyle Alçı’nın programını eleştirdiğini, ancak mahkemenin gerekçe açıklamadığını ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürdü.

'Güvenilmez kurumlar' araştırması: İlk sırada siyasi partiler, sonra Diyanet 'Güvenilmez kurumlar' araştırması: İlk sırada siyasi partiler, sonra Diyanet

Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme'nin gerekçeli kararı, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Kararda, şöyle denildi:

*Başvurucu, şikayete konu paylaşımdaki 'kaşar' ibaresinin bir hareketle çok deneyim kazanmak veya hoşa gitmeyen bir harekete ya da bir işe alışarak artık ondan üzüntü duymaz hale gelmek anlamındaki 'kaşarlanmak' tabiri temelinde kullandığını ve söz konusu ifade ile müştekinin yaptığı programı eleştirdiğini ileri sürmektedir. Ancak başvurucunun paylaşımındaki şikayete konu ifadenin hangi anlamda kullanıldığı ve müştekiyi ne şekilde rencide ettiğinin Mahkeme tarafından değerlendirilmediği görülmüştür. Mahkeme yalnızca şikayete konu ifadenin başvurucu tarafından paylaşıldığını ve şikayetin yasal süresi içinde yapıldığını tespit etmekle yetinmiş; başvurucu ile müşteki arasında bir husumet bulunup bulunmadığını, başvuruya konu ifadenin dile getirilme nedenini, kullanılan sözün arka planı olup olmadığını, müştekinin önceki davranışları nedeniyle kendisine yöneltilen sözlere katlanması gerekip gerekmediğini tartışmaksızın başvurucuyu hakaret suçundan mahkum etmiştir. Mahkeme, taraflar arasındaki olayların ve yapılan paylaşımın bütününe bakarak başvurucunun ifade özgürlüğü ile müştekinin şeref ve itibarın korunması hakkı arasında bir denge kurmaya çalışmamış; değerlendirme yapmaksızın söz konusu ifadenin hakaret suçunu oluşturduğunu kabul etmiştir.

*Sonuç olarak yukarıdaki açıklamalarla birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesi karar verirken kullanılan ifadeleri bağlamından koparmaksızın olayın bütünselliği içinde değerlendirmemiş, başvurucunun mahkumiyetinin zorunlu bir ihtiyacı karşıladığını ortaya koyamamıştır. Mahkemenin ileri sürdüğü gerekçe başvurucunun ifade özgürlüğü hakkına yapılan müdahale için ilgili ve yeterli olarak kabul edilemez.

*Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 26'ncı maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Kırıkkanat'a 10 bin lira tazminat

AYM, Mine Kırıkkanat’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verdi. AYM, yeniden yargılama yapılması için dosyayı İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi ve Mine Kırıkkanat'a 10 bin lira tazminat ödenmesini hükmetti.

Editör: Haber Merkezi