TBMM AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, çözüm süreci ve İmralı'da DEM Parti heyetinin PKK lideri Abdullah Öcalan teması ve DEM Parti'nin siyasi partilerle görüşmeleri hakkında, toplum barışının önemini vurguladı ve şartlı af taleplerine karşı olduğunu belirtti.

Güler, DEM Parti heyeti ile görüşmelerine ilişkin, terör suçluları dahil genel af ve Abdullah Öcalan'a ev hapsi yolunun açılacağı iddialarına ilişkin, "Bu olaylara şartlı, birbirine bağlantılı, 'o olmazsa hiçbir şey olmaz' gibi bir süreçle yaklaşmayı ben doğru bulmam. Öyle bir af gibi bir konu da gündemimizde şu anda yok. Bu bir çözüm süreci değil, benzerliği de yok" dedi.

Güler, Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nun düzenlediği 'Anadolu Sohbetleri' programında, medya temsilcileriyle bir araya geldi. Güler, İmralı’daki terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşen DEM Parti heyetinin AKP grubuna yaptığı ziyaret hakkında açıklamalarda bulundu.

DEM Parti görüşmesinde 'güven' vurgusu

Güler, görüşmenin içeriği hakkında bilgi veremeyeceğini belirterek, karşılıklı güven zemininde gerçekleşen bir toplantı olduğunu söyledi. Türkiye’nin önemli meselelerinden biri olan çözüm sürecine dair olumlu bir hava olduğunu dile getiren Güler, "Herkeste iyi niyetle katkı sağlama çabası var" ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin toplumsal barışının önemine dikkat çeken Güler, bu konuda ilerleyen dönemde daha fazla gelişme yaşanacağını belirtti. Meclis'in, toplumsal temsili sağlamak adına kritik bir yer olduğunu vurgulayan Güler, siyasi parti gruplarının bilgilendirilmesinin önemine değindi.

Af ve Öcalan'a ev hapsi taleplerine yanıt

Güler, terör suçlularına yönelik genel af ve Abdullah Öcalan’a ev hapsi taleplerine karşı çıkarak, bu tür şartlı süreçlere yaklaşımının doğru olmadığını söyledi. Güler, mevcut ceza infaz yasalarında, hasta mahkumların tedavi edilmesi amacıyla tahliye edilebileceğini, ancak bunun af olarak değerlendirilmesinin yanlış olacağını belirtti.

Saadet Partisi'nden DEM Parti açıklaması Saadet Partisi'nden DEM Parti açıklaması

Güler şunları söyledi:

* Bu olaylara şartlı, birbirine bağlantılı, 'o olmazsa hiçbir şey olmaz' gibi bir süreçle yaklaşmayı ben doğru bulmam. Öyle bir af gibi bir konu da gündemimizde şu anda yok. Zaten ceza infaz yasamızda bizim kendi hayati konumunu sürdüremeyecek derecede, bireysel çalışmalarını, bireysel insani davranışlarını yapamayacak derecede hasta, yatalak, bakıma muhtaç hale gelmiş mahkumların sonuçları itibarı ile belli bir yaştan sonra Cumhurbaşkanımızın zaten yetkisi içerisinde olan bazı hususlar var. Bu adli adli tıp kurulu raporuna bağlandığı zaman zaten 28 Şubat paşalarında olduğu gibi belli hastalıklar noktasına zaten tahliye ediliyor ve o bakımlarının yapılması için, tedavi yapılması için zaten tahliye yapıyor, o imkan zaten var. Ama bunu bugünden yani sadece buna bağlayarak yürütmek ben çok doğru olduğunu düşünmüyorum.

* Mevcut ceza infaz düzenlemesinde siz suç ayrımı yaparak bunu değerlendiremezsiniz. Siz kişinin işlediği suça bakarak infaz düzenlemesinin şeklini belirlemiyorsunuz. Terör suçlu da olsa, adi suçlu da olsa aynı ceza bu koşullar içerisinde, aynı insan hakları özelliği bağlamında sizin bunu infaz etmeniz gerekiyor, onun ayrımı yapamazsınız. Ama bunu getirip buna bağlamak doğru değil. Bizim daha üstte toplumsal barışı değiştirici, dönüştürücü bir duruma getirmemiz lazım. Sadece 'Bir kişi var, bununla ilgili bir infaz düzenlemesi yapalım, buna bağlayalım' gibi bir şey çok basit olur.

Güler, ceza infaz yasasında suç türüne bakılmaksızın tüm mahkumların insan hakları çerçevesinde eşit muamele görmesi gerektiğini ifade etti. Bu bağlamda, sadece bir kişinin durumuna göre toplumsal barışa yönelik düzenleme yapmanın yetersiz olacağına dikkat çekti.

'Çözüm süreci değil, diğer partilerle paylaşılan görüşler'

Görüşmelerin devam ettiğini ve bir takvime bağlanmasının doğru olmadığını belirten Güler, sürecin bir çözüm süreci olmadığını vurguladı. Bölgesel ve küresel krizlerin giderek derinleşebileceği bir dönemde, toplumsal barışı muhafaza etmenin büyük önem taşıdığını söyledi.

Güler, görüşmelerin sürdüğünü ve bir takvim olmadığını söyleyerek "Dönem dönem görüşmeler yapılacak. Bunu bir takvime bağlarsak doğru olmaz. Arkadaşlar ziyaret yaptılar, Sırrı Bey ile Pervin Hanım ilk görüşmeleri yaptılar. Şimdi görüşlerini bizlerle paylaşıyorlar, diğer siyasi parti gruplarıyla paylaşıyorlar. Devamında da o cevaplar, beyanlar tüm herkes düşüncelerini ifade ediyor onlar iletilecek, onlar belli bir şekilde olgunlaşacak, ona göre de belli olur. Bunu bir takvime bağlamak doğru değil. Bu bir çözüm süreci değil, benzerliği de yok. O günün şartları, özelliği, durumu bugüne taşıdığımda hiç birbiriyle benzer durum yok. Bölgesel denklemlerde çok büyük kriz alanının oluşacağı, dünyanın belki birkaç yılında, farklı küresel mücadelelerin çok daha yıkıcı hale gelebileceği bir dönemden bahsediyoruz. Toplumsal iç barışımızı muhafaza edip, bu duruma hazırlanmak gerekiyor" dedi.

Güler, DEM Parti heyetinin ziyaret talebini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a ilettiklerini, AK Parti heyetini de Erdoğan'ın belirlediğini söyledi. Güler, görüşmeyle ilgili Erdoğan'ı yakın zamanda ziyaret edip, bilgilendireceklerini de belirtti.

Kaynak: DHA