Ahmet Türk: Helalleşme çağrısı önemli ama altı doldurulmalı

Abone Ol
“Şimdi CHP içinde de gerçekten demokrasiyi içselleştirmiş değerli insanlarda var. Bazen görüşüyoruz, zaman zaman sohbetimiz oluyor. Cezaevindeyken de birçoğu ziyaretimize geldi. CHPde bir değişim var bir dönüşüm var. Ümit ediyoruz ki daha iyi olsun daha kucaklayıcı olsun. Özetle CHP’de artık sosyal demokrat bir kadro var ve bu önemli. Bu kadro sadece CHP için değil Türkiye için de bir imkan. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çıkışı önemli ama tek başına yeterli değil. Bu çağrının altının doldurulması ve yüzleşmeyi de içermesi gerekiyor, yoksa eksik olur. Kılıçdaroğlu CHP’de önemli değişimler yaratıyor ama bazı konularda sonuna kadar gidemiyor ve gelen eleştiriler karşısında geri adım atıyor. Umarım helalleşme konusunda böyle bir şey yaşanmaz. TBMM’de 6 parti arasında süren parlamenter sisteme dönüş yol haritası önemli ama HDP de bir biçimde bu sürecin içinde olmalı. HDP’yle bir biçimde görüşülmesi ülkenin demokratikleşmesi için önemli. Bu süreç, seçim kazanma ittifakı olduğu kadar temelde bir demokrasi ittifakı olmalı. Eğer demokrasi ittifakı olmazsa seçimi kazanabilir ama ülkeyi demokratikleştiremezsiniz. Parlamenter sisteme dönmek mevcut koşullarda elbette önemli. Olası bir iktidar değişiminde yani muhalefetin adayının Cumhurbaşkanı olması durumunda parlamenter sisteme geçmeden önce son yıllarda bu sistemin ortaya çıkardığı yani Cumhurbaşkanı Kararnameleri ile ortaya çıkan hak ihlallerinin (örneğin KHK ile atılanlar, kayyumlarla görevden alınmalar vs.) giderilmesi yine Cumhurbaşkanı Kararnameleri ile ortadan kaldırılmalıdır. Yoksa parlamenter sistemde bunları düzeltemezsiniz. On sene içinde bile düzeltemezsiniz. AKP yeni bir çözüm süreci başlatamaz. Velev ki başlattı, HDP de kabul etti. Ben bu durumda dahi HDP seçmeninin, partisine oy vereceğinden kuşkuluyum. Bölgede muhafazakâr Kürtler eskiden AKP’yi destekliyordu. Muhafazakâr Kürtler bu Kürt düşmanlığından dolayı ciddi ciddi düşünmeye başladılar. Artık AKP muhafazakâr Kürtlerden de o kadar yüksek oy alamayacaktır.  Türkiye’nin içinde olduğu milliyetçi, ırkçı ve faşizan yönetim anlayışı sadece Kürtlere değil Türklere de kaybettiriyor. Herkes acı çekiyor. Bunun durdurulmasının yolu, ortak değerler etrafında birlikte mücadeledir. Şüphesiz Türkiye’nin tek meselesi Kürt sorunu değildir ama önemli sorunudur. Bugün demokrasi olmadan Kürt sorunu çözülmez. Onun için öncelik demokratikleşme olmalı. Gelinen noktada büyük bir adım atmak ve bir anlamda büyük barışı sağlamak durumundayız. Bunun yolu da kucaklayıcı bir dil ve adaydan geçmektedir. Türkiyenin tek meselesi Kürt meselesi değil ama önemlidir. Yani Kürt’ü kazanmak önemlidir. Başına beri yanlış bir siyaset yapıldı. Türkiye Suriyedeki, Iraktaki Kürtlere bir kardeş sevgisi gösterseydi Ortadoğunun en büyük devleti olurdu. Ama maalesef hep potansiyel tehlike gördü. Kürtlere karşı böyle daha kucaklayıcı bir siyaset izlesen ne olur? Bu siyasetin kimseye faydası yok. Tamam Kürte düşmanlık yapabilirsin, ezebilirsin, acı çektirebilirsin ama asla başarılı olamazsın sonuçta kaybedersin. İşte Erdoğan’ın geldiği nokta bu. Toplumun bütün bu acılar, zamlar, yoksulluk karşısında sessiz kalmasını da anlamakta güçlük çekiyorum. Eskiden toplum daha çok tepki veriyordu, şimdiki tepkisizliği anlamakta güçlük çekiyorum.  Cumhurbaşkanı adayı kucaklayıcı ve demokrat olmalı. Kılıçdaroğlu kendini hazırlamış gibi. Yapacağınız tercih vatandaşı kucaklamak ya da ötekileştirmek arasında olacaktır. HDP’nin bu süreçteki talepleri başta kayyumlar ve siyasi tutuklular olmak üzere adalet ve hukukun bağımsız biçimde işlemesi olacaktır. İçinde olduğumuz süreçte güven verici adımlar şart.”