Loading...
Aday ile yaratılan illüzyon
AKP, özellikle ekonomideki başarısızlığını aday tartışması başta olmak üzere çeşitli mazeretlerle gizlemeye çalışıyor. Buna karşı muhalefetin önerileri neler? Kemal Kılıçdaroğlu hangi alternatifi sunuyor? Onur Saatlı yazdı.
2023 seçimleri için artık geri sayıma geçiyoruz. İktidar medyasınca Millet İttifakı adayının kim olacağı sorusu ekonomik sorunları perdelemek, ülkenin içerisinde bulunduğu türlü sıkıntıların gündeme gelmesini ve konuşulmasını engelleme aracı olarak köpürtülmeye devam ediliyor.
Dokuz çeyrek sonra daralan ülke ekonomisinde çarşı pazarların yangın yerine dönmüş olmasının faturasını, iktidar her ne kadar süpermarketlere kesmiş olsa da başta enerji fiyatlarına yapılan zamların üretim maliyetlerini doğrudan etkilemiş olduğu gerçeğini gölgeleyerek, dikkati farklı noktalara çekerek durumu kurtarmaya çalışıyorlar. Bir zamanlar Demirel’in zamlardan sonra “zamları biz yapmadık biz önümüzde bulduk, üzerinde oturamadık” açıklamalarını anımsatan komiklikte beyanları her gün hükümet üyelerinden duyuyoruz.
Ülke belki de tarihinin en önemli seçimlerinden birisine doğru yol alırken, muhalefet açısından mevcut ekonomik konjonktür gereği enflasyonla mücadele, halkın refahını, hane halklarının gelir seviyesini artıracak, işsizliğe, geçim sıkıntılarına yönelik çözüm önerileri ile gündemi belirlemesi gerekiyor. Yirmi yılın sonunda gelinen noktada AKP iktidarı ülkede düşkünlük, yoksulluk ve yoksunluk yaratmış, zengini daha zengin fakiri daha fakir daha muhtaç bir hâle getirmiştir.
Yıllardır ithalata dayalı üretim ve büyüme modeli ile sağ iktidarlarca açık pazar haline getirilen Türkiye‘nin, tüketim ekonomisinden katma değerli ürün üreten, ihraç eden ülke konumuna geçmek üzerine kafa yorması, bunu denemesi gerekiyor.
İşte tam bu noktada, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 3 Aralık tarihinde yapacağı Vizyon Belgesi açıklamasını çok önemsiyoruz. Sanayi Devrimini kaçırmanın bedelini ağır ödediğimizi göz önünde bulundurarak, gelişmiş ülkelerde özellikle 1990’ların başından itibaren teknolojik gelişmelerle birlikte ete kemiğe bürünüp vücut bulan, dijitalleşme ile birlikte eski ekonomi sistemini çevreleyip kuşatan, yeni ekonomik dünya düzenini yaratan sistem içinde büyümek zorundayız.
Bu nedenle Sayın Genel Başkanın yapacağı açıklamalar inovasyon ve teknoloji ağırlıklı yatırım planlamaları ile yaratılacak katma değerli üretim ekonomisi ile nasıl bir üst lige çıkabileceğimizin açıklanacağı bir toplantı olacaktır. İçerisine insan ve emek olgusunu oturtacak, ülkenin içerisinde bulunduğu enflasyonist ortam ve işsizlik sorunundan gençlerin gelecek kaygılarına, para politikasında tutarlılık ile şeffaf maliye yönetimine, özel sektörün finansman sorunundan, çevreye duyarlı büyüme stratejilerine, yatırım, yoksulluk, dijital dönüşüm, 4.sanayi devrimine yönelik tatmin edici açıklamalara yer verilmesini beklemekle birlikte, tasarruf ve kaynak sorunu olan ülkemizde, mevcut kısıtlı kaynakların yeni dünya ekonomik sistemine uygun, yenilikçi, sürdürülebilir, rekabetçi bir ekonomik kalkınma modelini sunması muhtemeldir.
Kemal Bey’in toplantıda konuşma yapmak için davet ettiği ve muhtemelen ekonomi yönetiminde yer vereceği, görüşlerine itibar edeceği isimlere baktığımızda, dünyanın önde gelen ekonomistleri arasında yer alan, uluslararası camiada kabul görmüş, saygın, işinin ehli son derece değerli bir kadro oluşturduğunu görüyoruz. Prof. Dr. Daron Acemoğlu bu ülkenin yetiştirmiş olduğu en önemli değerlerden bir tanesi ve dünyanın önde gelen ekonomistlerinden. Keza Prof. Dr. Refet Gürkaynak, Prof. Dr. Ali Hakan Kara, Prof. Dr. Ufuk Akçiğit…Genel Başkan Los Galakticos kadrosu kuracağa benziyor.
Bu kadro bize başlı başına başka bir şey anlatıyor. Kemal Kılıçdaroğlu bize diyor ki “Ben işinin ehli, liyakat sahibi, konusunun en iyilerinden özgül ağırlığı olan insanlarla çalışacağım, tek adamın her şeye karar verdiği, her şeyi bildiğini zannettiği otokrat yönetim döneminden, kurumların çalıştırıldığı, özerk kurumlara müdahale edilmeyen bir ülke yönetimi oluşturacağım diyor.
Vizyon belgesi sunumu ve içeriğine ilişkin ilk izlenim ve duyumlarımız, gerek 2023 seçimlerine gerekse geleceğe yönelik umut ve inancımızı yükseltmiş durumda.
Sunum sonrası hissiyatımızı da ayrı bir yazıda derleriz.
Bunlar da ilginizi çekebilir