Türkiye’de dengelerin değişmekte olduğu şu günlerde, muhtemel bir seçimde iktidar ve muhalefet arasındaki oy dağılımı oranı da değişiyor. Nezih Onur Kuru, olası iki senaryo üzerinden seçimin analizini yaptı. Muhalefet kamuoyu, muhalefetin ortak adayı kim olacak sorusu üzerinden alevlenen tartışmalarıyla hemhal olmaktan, parlamento seçiminin önemini unutmuş gibi davranıyor. Adaylık tartışmasının yarattığı heyecanla ortaya çıkan magazin değeri ve bu durumun tık alma konusunda sağladığı avantaj bu meseleyi ana gündeme dönüştürüyor. Fakat unutulmamalı ki parlamento seçimleri Türkiye’ye hukuk devleti ve demokrasi getirmek adına en az başkanlık seçimleri kadar kritik derecede önemli. Parlamento seçimlerinin ne derece kritik olduğunun anlaşılabilmesi için seçim sonuçları ve sandalye dağılımları üzerinden çizilebilecek iki senaryodan söz etmek mümkün. Bu iki senaryo minimal ve maksimal olarak tanımlanabilir. Minimal senaryo: Mecliste salt çoğunluğu sağlayabilmek (301 sandalye); Maksimal senaryo: Anayasal değişiklikleri referanduma götürebilecek sayıya ulaşabilmek (360 sandalye) 1.SENARYO: CUMHUR İTTİFAKI %47.5 İLE MECLİS SALT ÇOĞUNLUĞUNA ULAŞABİLİYOR (301 SANDALYE) Muhalefet partileri yasal değişiklikler yapabilmek için en azından salt meclis çoğunluğuna ihtiyaç duyuyor.  Bu konuda muhalefet kamuoyunda şu kanaat hâkim: “Kim aday olursa olsun ülkeyi keyfi yönetim biçimiyle buhrana sokan ve eski enerjisini kaybetmiş Erdoğan’a karşı kazanır. Ortak adayın %50+1’e ulaşması, muhalefet partilerinin de toplam oyların çoğunluğunu almasını beraberinde getirir. Böylece hem başkanlık hem de meclis çoğunluğu muhalefetin elinde olur.” Fakat bu görüş bazı gerçekleri göz ardı ediyor. Çünkü muhalefet kamuoyunda çoğunluk, fikirlerini dile getirirken taşra illerini kayıran milletvekili sayısı hesaplama yönteminin etkisi sanki yokmuşçasına düz mantık ürünü basit ezberleri tekrarlıyor. Bu sistemin Cumhur İttifakı’na sağlayabileceği avantaj göz ardı ediliyor. Örneğin, 2018 seçimlerinde Gümüşhane’de 100 bin seçmen 2 vekil ile temsil edilirken (vekil başına 50 bin kişi), İstanbul’da 10 milyon 559 bin seçmen 98 vekil ile temsil edildi (vekil başına 100 bin kişi). Diğer bir ifadeyle, metropollerde güçlü olan Millet İttifakı vekil çıkarmak için 100 bin oy almak zorundayken, taşrada güçlü olan Cumhur İttifakı için 50 bin civarı oy toplamak yetti. Cumhur İttifakı birçok ilde hak ettiğinden fazlasıyla temsil edilirken, Millet İttifakı elde ettiği oy oranının nispetinde vekil oranına ulaşamadı. 2018 seçim sonuçları üzerinden gelecek parlamento seçimine dair simülasyonlar gerçekleştirmek ve bu simülasyonlar yardımıyla çeşitli senaryolar çizmek mümkün[1]. Gelin, birlikte bir senaryo hayal edelim. Önümüzdeki seçimlerden önce turizm ve ihracat gelirleriyle büyüme ve istihdamın korunduğunu, iktidarın kamu kaynaklarını cömert bir şekilde seçmenlere dağıttığını, EYT, KYK borçları, emekli maaşları gibi sorunlarda beklenen hamleleri gerçekleştirdiğini düşünelim. Bunun sonucunda AK Parti’den ve MHP’den uzaklaşan kararsız seçmenin bir kısmının iktidara son bir şans verdiğini, fakat iktidar lehine yaşanan tüm gelişmelere rağmen seçimde AK Parti ve MHP’nin %50’ye ulaşamadığını, sırasıyla %38 ve %9.5 oy oranına ulaşan iki partinin toplamda %47.5’te kaldığını varsayalım. CHP’nin %25, İYİ Parti’nin %12.5, Millet İttifakı’nda yer alacağını tahmin ettiğimiz DEVA, Gelecek ve Saadet’in sırasıyla %2, %1 ve %1 oy oranı elde ettiğini ve HDP’nin %10 ile barajı geçtiğini tahayyül edelim. Tablo 1: Cumhur Salt Çoğunluk Senaryosu, Oy Dağılımı Bu sonuçlara göre Cumhur İttifakı toplamda %50’ye ulaşamasa da D’Hondt sisteminin sağladığı avantajla toplam %47.5 oy oranıyla TBMM’de 301 sandalyeye ulaşarak salt çoğunluğu elde ediyor. Görsel 1: Cumhur Salt Çoğunluk Senaryosu, Sandalye Dağılımı Muhalefet başkanlığı kazanmış olsa bile Cumhur İttifakı, TBMM, yargı, bürokrasi ve güvenlik birimlerini elde tutarak ve medya ile ekonomideki hegemonik varlığını koruyarak muhalefet blokunun reform çabasını engelleyebilecek ve bir sonraki seçimi kazanabilecek direnç gücüne kavuşmuş oluyor. Görsel 2: Cumhur Salt Çoğunluk Senaryosu, Türkiye Seçim Sonuçları Haritası Haritada görüldüğü üzere Cumhur İttifakı’nın %47.5’te kalmasına rağmen az nüfuslu illerin neredeyse tamamında birinci olması, hak ettiğinden fazla sayıda vekille temsil edilen bu illerdeki sandalyeleri kolayca kazanarak meclis salt çoğunluğuna erişmesine vesile oluyor. 2.SENARYO: MUHALEFET ANAYASAL DEĞİŞİKLİKLERİ/YENİ ANAYASAYI REFERANDUMA GÖTÜREBİLİYOR (360 SANDALYE) Millet İttifakı, Türk tipi başkanlık sisteminin yol açtığı sorunları ortadan kaldırmak için parlamenter sisteme geçiş hamlesi ve yargı reformuna ihtiyaç duyuyor.  Diğer bir ifadeyle, Cumhur İttifakı’nın yarattığı başkanlık sisteminin yarattığı enkazı ortadan kaldırmak ve yeni bir anayasal düzen inşa etmek için neredeyse en baştan bir hukuk devleti tasarlanması elzem. Bu demokratik ideal için Cumhur İttifakı’nın yargıda kurduğu vesayeti hukuki yollarla sona erdirmek ve adil bir yargı sistemini hayata geçirmek için AYM, Yargıtay, HSK ve YSK gibi kurumların yapısının değiştirilmesi, bu değişimler kapsamında üye sayısının artırılarak Cumhur çoğunluğunun önüne geçilmesi ve liyakat prensibine uygun şekilde yeni üyeler atanması süreçlerinin hızlıca gerçekleştirilmesi gerekli hamleler. Fakat bu hamleler için salt meclis çoğunluğu ile yeni yasalar çıkarabilme gücü yeterli olmayacak. Çünkü anayasaya göre yönetim sisteminin tipini ve yargı birimlerinin yapısını değiştirmek adına teklif edilecek değişiklikler için anayasal değişiklik yoluna gitmek gerekiyor. Mevzuat söz konusu hamleler için sadece anayasal değişikliklere izin veriyor.
Muhalif aktörler Türkiye’de hukuk devleti ve demokrasiyi inşa etmek için siyasi magazin yerine maksimal hedefleri amaçlamak zorundalar.
Anayasal değişiklikleri halkoylamasına sunabilmek için en az 360 vekilin evet oyu gerekiyor. Bu değişikliklerin doğrudan TBMM’de onaylanabilmesi için ise 400 evet oyu şartı var. Mevcut kamuoyu araştırmalarına göre muhalefetin 400 sandalyeye ulaşması pek mümkün gözükmese de 360 sandalye elde etme şansı mevcut görünüyor. Bu ihtimali değerlendirmek için de bir senaryo tasarlayalım. Bu senaryoda AK Parti ve MHP ekonomik buhran ve başarısız kampanyanın etkisiyle sırasıyla %31 ve %7.5’e geriliyor. Doğru aday, strateji, program ve kampanya ile yarışan muhalefet kanadında CHP %28.5, İYİ Parti %15, Saadet %1.5, DEVA %3, Gelecek %1.5 ve HDP %11 oy oranına ulaşıyor. Tablo 2: Muhalefet 360 Sandalye Senaryosu, Oy Dağılımı Bu sonuçlarla birlikte Cumhur İttifakı 240 sandalye elde edebilirken, muhalefet toplam 360 sandalyeye ulaşarak anayasal değişiklik veya yeni anayasa teklifini halkoyuna sunma imkanını kazanıyor. Görsel 3: Muhalefet 360 Sandalye Senaryosu, Sandalye Dağılımı  
Muhalefet blokunun, parti içi ve partiler arası gündelik tartışmalardan uzaklaşıp doğru kampanyaya odaklanarak hem başkanlık seçimini kazanıp hem de 360 sandalyeye ulaşarak anayasal değişiklik/yeni anayasa yapma şansı düşük değil.
Muhalefet böylece Türkiye’yi yazılı ve fiili olarak anayasal hukuk devletine dönüştürme ve demokratik parlamenter sisteme geçme hedeflerini gerçekleştirmek için yargı ve bürokraside yeni iktidara direnebilecek Cumhur vesayetini aşacak ve hatta ortadan kaldıracak yasal ve demokratik donanımı elde etmiş oluyor. Görsel 4: Muhalefet 360 Sandalye Senaryosu, Türkiye Seçim Sonuçları Haritası Bu senaryoda, muhalefetin doğru aday, strateji, program ve kampanya ile yarışmasıyla birlikte sadece metropollerde ve seküler bölgelerde değil, Doğu Marmara, İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu’da birçok ilde kazanarak Cumhur İttifakı’nın taşrada hak ettiğinden fazla sayıda vekille temsil edilme avantajını azalttığı ve bu sayede TBMM’de 360 sandalyeye ulaşabildiği görülüyor.  SONUÇ Muhalif aktörler Türkiye’de hukuk devleti ve demokrasi inşa etmek için siyasi magazin yerine maksimal hedefleri amaçlamak zorundalar. Cumhur İttifakı’nın yargı, bürokrasi ve güvenlik birimlerinde oluşturduğu anti-demokratik vesayet ile medya ile ekonomide dev bir ilişkiler ağı olarak karşımıza çıkan hegemonik partizan yapıyı sona erdirip demokratik parlamenter sisteme geçmek için sadece yasal değil anayasal değişiklikler ve reformlar gerekiyor. Muhalefet blokunun, parti içi ve partiler arası gündelik tartışmalardan uzaklaşıp doğru aday, program ve kampanyaya odaklanarak hem başkanlık seçimini kazanıp hem de 360 sandalyeye ulaşarak anayasal değişiklik/yeni anayasa yapma şansı elde etme ihtimali hiç de düşük değil. [1] https://www.tahminhesap.com/Tahmin/yeni-secim-sistemi-simulasyonu/