Millî Savunma Bakanı ve Bakanlığı neden hâlâ çok önemli? - 2

Abone Ol
Askeri öğrenci ve sivil kaynaktan subay-astsubay temin faaliyetlerinde tüm yetki MSB’ye geçmiştir. Bu süreçte mülakat komisyonları istenenlerin seçildiği, istenmeyenlerin elendiği partizan, taraflı ve şaibeli bir aparata dönüşmüştür. Bir önceki yazıda değindiğim gibi, 2016-2018 arasında ilan edilen OHAL döneminde çıkartılan bir dizi OHAL KHK’sı ve sonrasında da Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK) ile dönüştürülen alanların başında savunma bürokrasisi ve güvenlik politikaları gelmektedir. Dönüşümün merkezinde ise Millî Savunma Bakanlığının (MSB) ve bakanının güçlendirilmesi bulunmaktadır. Söz konusu değişikliklerin başlıcaları şunlardır: EMİR-KOMUTA BAĞLANTILARI Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları personel, istihbarat, harekât ve lojistik alanlarında Genelkurmay Başkanlığından ayrılarak Millî Savunma Bakanlığına bağlanmıştır.  Öte yandan, Bakanlık merkez teşkilatında bu bağlanmaya paralel gerekli düzenlemeler yapılmadığı için MSB, bu sorumlulukla orantılı bir karargâh kapasitesine sahip değil olmaktan uzaktır. Bu durumun kaçınılmaz sonucu, kötü sevk ve idare olarak ortaya çıkmaktadır. PERSONEL TEMİN FAALİYETLERİ Askeri öğrenci ve sivil kaynaktan subay-astsubay temin faaliyetlerinde tüm yetki MSB’ye geçmiştir. Bu süreçte mülakat komisyonları istenenlerin seçildiği, istenmeyenlerin elendiği partizan, taraflı ve şaibeli bir aparata dönüşmüştür. Bu bakımdan; (a) 15-20 yıl sonrasının üst düzey askerî yönetici kuşağını oluşturacak personelin söz konusu partizan süreçler içinde eğitilmekte olduğu, (b) hâlen teğmen-üsteğmen-yüzbaşı rütbelerindeki muvazzaf subay kadrolarının çok büyük bir kısmının bu partizan, taraflı ve şaibeli süreçler içinde subay nasbedildiği akılda tutulmalıdır. GENERAL-AMİRAL TERFİLERİ General ve amiral seçimlerinde Genelkurmay Başkanlığı devreden çıkartılmıştır. Aday havuzu MSB tarafından hazırlanmakta, seçimleri Cumhurbaşkanı tarafından yapılmakta, her iki süreçte Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) yanı sıra bazı gayri resmi referanslar etkili olmaktadır. Bu seçim sürecinde meslekî yeterliliklerin ve liyakatin ne ölçüde dikkate alındığı belirsizdir. Türkiye’nin NATO’daki en yüksek rütbeli generali olan Türk Askerî Temsil Heyet Başkanı Korgeneral Göksel Kahya’nın, İbrahim Kalın’ın oturduğu masadaki boş çay bardaklarını topladığı görüntülerdeki yozlaşma, böylesi bir belirsizlik alanından türemektedir. SUBAY/ASTSUBAY TAYİNLERİ Subay ve astsubay tayinlerinde yetki Kuvvet Komutanlıklarından MSB’ye geçmiştir. Bununla birlikte, Bakanlık merkezinde yeterli sayıda personelle çalışan tayin şubeleri bulunmadığı için, atamaların esas hazırlıkları eskiden olduğu gibi yine Kuvvet Komutanlıkları tarafından yapılmakta, ancak bu hazırlık listeleri MSB’ye gönderilmekte ve MSB tarafından bu listelere “gerekli son dokunuşlar” yapılmaktadır. Böylesi bir atama süreci, subay ve astsubaylarda, meslekî kariyerlerinin askerî yeteneklerine değil politik sadakat görünümlerine bağlı olduğu bilincinin oluşmasına yol açmaktadır. ASKERÎ OKULLARIN AKADEMİK VE ASKERÎ YAPISI Yeni askeri eğitim kurumları olarak ihdas edilen Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) ve Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nin (JSGA) yönetiminde Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarının yetkileri neredeyse sıfıra indirilmiştir. Kuvvet Komutanlıklarının kendilerine subay yetiştiren Harp Okulları ile bağının kesilmesi askerî rasyonalite ile uyumlu değildir. Harp Okullarında, Bakan tarafından atanan, Harp Okulu Komutanı ile ast-üst ilişkisinden bağlantısız (itibarî olarak onunla aynı rütbede olduğu varsayılan) sivil bir dekanlık kadrosu ihdas edilmiştir. Dekanın, eğitim ve öğretimin yürütülmesi için gereken idari tedbirler ve destek hizmetleri için yapacağı taleplerin harp okulu komutanı tarafından “gecikmeksizin yerine getireceği” hükme bağlanmıştır. Aynı Harp Okulu içinde eşit statüde bir Okul Komutanı ve Dekan olgusu, askerlik mesleğinin temel ilkelerinden biri olan “emir-komuta birliği” ile çatışma hâlindedir ve anlaşıldığı kadarıyla bu çatışma gayet bilinçli bir tasarımın ürünüdür. Yukarıda değinilen alanlarda önemli tüm yetkilerin MSB’ye devredilmesi ve hâlen de yetkilerin burada bulunuyor olması, Bakanı kendiliğinden önemli hâle getirmektedir. (Devam edeceğim).