Mushin, içinde hiçbir düşüncenin olmadığı zihinsel bir ruh halinin adıdır. Zihnin herhangi bir düşünce veya duyguya sabitlenmediği veya meşgul olmadığı bir zihin halidir. Bu saf zihin durumu, egonun veya benliğin yokluğu tarafından üretilir.
Loading...
Mushin'in en eski tanımı, başarılı bir kılıç ustası ve bir Zen Budist kesişi olan Takuan Soho'ya aitti. Takuan’a göre; “Zihin, hep akar, hiç durmaz, katılaşmaz. Tekerleğe benzer. Bir tekerlek ancak sımsıkı bağlanmadığında döner. Zihin de aynı şekilde içinde bir şey varsa, çalışmayı durdurur, işitemez, göremez” der. Zihnin içindekiler, bizi durduran, engelleyen şeyler; öfke, hırs, ego, kızgınlık...
Koşarken, yürürken bacaklarımı oynatmam, ayaklarımın üzerine basmam gerekiyor diye düşünmüyoruz değil mi? Veya telefonumuzdan banka uygulamalarımıza girerken şifremizi düşünmeden girebiliyoruz. Mushin aynı zamanda bisiklete binmeyi öğrenmenin karmaşık sürecine benzer, ancak bir kez ustalaştıktan sonra kolay bir iş haline gelir. Bisiklet kullanırken veya araba kullanırken birçok tepkiyi otomatik yaparız. Uzun zamandır bilgisayar kullanıyorsak klavyede hangi harf hangi tuştadır aramıyoruz çoğunlukla. Bunlar gibi çok daha fazla örnek verilebilir aslında. Hiç düşünmeden otomatik halde yaptığımız gündelik aktivitelerimiz bunlar. Ve bunları yaparken öfke, kızgınlık, ego vs. düşünmüyoruz. Bu hareketlerimizi otomatik olarak yapabilmek için günlük hayatımızda o kadar çok aynı şeyleri tekrar yapıyoruz ki hem de hiç farketmeden.. Mushin dediğimiz “özgür zihin” bize tam da bunu açıklıyor.
Takuan, The Unfetttered Mind” adlı yayınında, dövüş sanatlarını Zen Budizm'ine bağlayarak, dövüş sırasında bir kılıç ustasının kendisine veya rakibine odaklanmaması gerektiğini, ancak bilinçaltının kontrolü ele almasına izin vermesi gerektiğini öne sürüyor. Bir kez ustalaştıktan sonra, zihninin vücut hareketlerini kontrol etmesine izin vererek bir rakibi kolayca yenebileceğini savunuyordu.
Takuan, dövüş sırasında bir kılıç ustasının kendisine veya rakibine odaklanmaması gerektiğini, ancak bilinçaltının kontrolü ele almasına izin vermesi gerektiğini öne sürüyordu. Böylece rakibin kolayca yenilebileceğini savunuyordu.
Mushin, içinde hiçbir düşüncenin olmadığı zihinsel bir ruh halinin adıdır.
Mushin, bir kişinin ancak zihninin öfke, korku veya egodan arındığında elde edilir. Zihnin herhangi bir düşünce veya duyguya sabitlenmediği veya meşgul olmadığı bir zihin halidir. Bu saf zihin durumu, saf zihinsel berraklık, egonun veya benliğin yokluğu tarafından üretilir. Mushin zihni dediğimiz şey aslında içi boş bir kabuk gibi, boş bir zihin değildir, kontrolsüz de değildir. Tam tersine tamamen mevcut, bilinçli ve özgür bir zihindir. Zihinsel bir beceri kazanmadır. Bu beceriyi kazanma gündelik yaşamda, insan ilişkilerimizde ve Japon dövüş sanatlarında son derece yararlıdır ve meditasyonla elde edilmesi en kolay zihin halidir.
Mushin'deki "Mu" (boşluk), dikkat dağıtıcı şeylerin, meşguliyetlerin, korkuların, endişelerin olmadığı ve ister savaşta ister günlük yaşamda olsun zihnin rahatladığı boş bir zihni ifade eder. Zihnin tüm arzulardan, düşüncelerden ve varsayımlardan boşaldığı bir durumdur. Bu durum sırasında, kişi her türlü egodan özgürdür ve duygusal müdahale olmaksızın kendiliğinden ve rasyonel olarak hareket etme yeteneğine sahiptir. Mushin saf aydınlanmadır ve hiçbir entelektüel yolla kavranamaz. Anlaşılması için deneyimlenmesi gerekir.
Mushin kavramı, Japon mecazi ifadesi "Mizu no Kokoro" veya "su gibi zihin" ile aynıdır. Bu zihinsel tutum, yüzeyin bir ayna gibi çevrenin net ve kusursuz bir görüntüsünü yansıttığı, herhangi bir dalgalanması olmayan durgun bir su birikintisini andıran evren ile tam bir uyum içinde olan bir zihne atıfta bulunur. Bir Mushin zihninin Ego'su ve özü yoktur; saf aydınlanmadadır.
Modern dünyada hep bir koşturmaca içindeyiz. Benliğimizi unuttuğumuz, hırslarımıza, öfkemize ve egolarımıza yenik düştüğümüz zamanlar oluyor elbette. O yüzden bu yorucu ruh halinden bir parça da olsa kurtulmak belki de mümkün.
Yorucu bir gün geçirdiniz, belki de trafikte saatlerce arkanızdan çalan kornalar yüzünden gerildiniz. Veya kalabalık toplu taşıma araçları. Etrafta bizim dikkatimizi kendimizden, benliğimizden uzaklaştıracak ne çok şey var değil mi?
Mushin meditasyonla edilmesi en kolay zihin halidir demiştik. Bunun için öneriler de var elbette. Öncelikle sessiz bir yer buluyoruz kendimize.
- Nefes alın!
- Vücudunuzu gözlemleyin!
- Düşüncelerinizi kabul edin!
- Tekrar nefes almaya dikkat edin!
Zihnimizdekilerden arınmak için Bruce Lee’nin de bir tavsiyesi var;
“Aklını boşalt, biçimsiz ol. Su gibi şekilsiz. Bir bardağa şu koyarsanız, bardak olur. Suyu bir şişeye koyarsın ve o şişe olur. Çaydanlığa koyarsın, çaydanlık olur. Şimdi su akar, yayılabilir, damlar ya da parçalanabilir. Su ol dostum."
Bruce Lee
Mushin dövüş sanatlarında çokça kullanılır fakat dövüş sanatları üzerine ayrıca konuşulması gerek derin bir konu.. Mushin, disiplin ve farkındalığın gerekli olduğu diğer sanatlara da uzanır. Uygulayıcılar, berrak zihinler görevlerini bilinçaltında yerine getirebildiğinden, yüksek hassasiyet ve dikkat elde edebilirler. Teknik başlangıçta Zen Budizmine bağlı olsa da farklı disiplinlerde deneyimlenmektedir. Profesyonel bisikletçiler farkında olmadan uzun saatler pedal çevirebilirken, sporcular bilinçaltında uzun mesafeler koşabilir. Oyuncuların karakterlerinde kaybolduklarında seyirciler fark etmeden doğaçlama yapmalarına olanak tanır. Disiplin ne olursa olsun, kişi adanmış uygulama ve ego olmadan dikkatli bir tutumla mushin elde edebilir.
Bir futbolcu, oyuncu, yazar, ressam veya müzisyen olun, zanaatiniz ikinci doğalınız haline gelene kadar, nefes almak veya yolda bir gezintiye çıkmak kadar sezgisel hale gelene kadar pratik yapmak, hareketlerin sisteminize kadar yerleştiği o son seviyeye ulaşmak gerekir. O zaman ve ancak o zaman, en çok ihtiyacınız olduğunda becerilerinizin sizi başarısızlığa uğratmayacağından emin olabilirsiniz.