Dünyadan

New York ve komedi kültürü

Abone Ol
New York’taki tek kişilik gösteriler yaklaşık 90 dakika sürüyor. İlginç ve güzel yanı bilet ücretlerini gecenin sonunda ödüyor olmanız. Zira etkinliğin ilk 10 dakikasında sıkılıp çıkarsanız hiçbir ücret ödemenize gerek kalmıyor. Bir komedyenin küçük bir alanda mikrofonu eline alıp gösteri yapmasını Amerikan filmlerinde sıkça görmüşüzdür.  Ben de New York’ta “komedi mahzeni” (commedycellar) adlı etkinliğe iki kere gitme ve bu şovları yerinde görme fırsatı yakaladım ve sizlerle paylaşmak istedim. New York’ta bu etkinliklerin en çok gerçekleştiği yerlerden biri benim yaşadığım bölge olan Greenwich Village bölgesi. Haftanın her günü birbirine yakın üç farklı mekanda gerçekleşen bu etkinlikler yaklaşık 90 dakika sürüyor. Üstelik aynı mekanda bir gecede art arda gösteri oluyor. Bu kadar fazla olmasına rağmen özellikle grup halinde gidecekseniz önceden rezervasyon yaptırmak lazım. Ben bazı saatlere bir hafta önceden yer bulamadım. Etkinliğin bilet fiyatları 17-25 dolar arasında değişiyor. Rezervasyonun ilginç ve güzel yanı bilet ücretlerini gecenin sonunda ödüyor olmanız. Zira etkinliğin ilk 10 dakikası sıkılıp çıkarsanız hiçbir ücret ödemenize gerek kalmıyor. Komedi şovunun gerçekleştirildiği yer aslında bir restoran/bar. Yemek yiyip içkinizi içerken (ki sipariş vermek zorunlu) sahnedeki komedyeni dinliyorsunuz. Gittiğim mekanlardanbiri doğrudan yer altındaydı. Fakat diğer gösterinin olduğuyerin dekorasyonu sebebiyle kendinizi orada da yer altında ya da bir mahzendeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Yani etkinliğin ismine yaraşır bir atmosfer mevcut. Etkinliğe girerken tahmin edebileceğiniz üzere aşı kartı kontrolü yapıyorlar. Bana çok ilginç gelen bir şey içeri girerken telefonlarınızı ve akıllı saatlerinizi bir pakete koyup size teslim etmeleri oldu. Buradaki amaç şovların kayıt altına alınmasını engellemek. Paketi açmaya kalktığınızda çıkardığı sesten fark edilmemeniz mümkün değil. Etkinlikte 6 komedyen sırasıyla sahneye çıkıp 10’ar dakikalık şovlarını gerçekleştiriyor. Ben tecrübesiz kişilerin sahne alacağına inanmıştım; fakat seyirci tepkilerinden bazı komedyenlerin bir hayli ünlü olduğunu anladığım. Dikkatimi çeken birkonu kadın komedyen sayısının azlığı oldu. İlk etkinlikte iki, ikinci etkinlikte ise sadece bir kadın gösteri yaptı. Bununla birlikte, en çok güldüğüm şovlardan birini Hintli bir kadın komedyenin yaptığını söylemeden geçmeyeceğim. Her çıkan komedyen, kendisine en yakın masalardaki izleyicilerle iletişim kurdu. İzleyicilerin sorulara cevapları da yine sıkça espri konusu yapıldı. Çalıştığı espriler bir kenara, o an spontane ve interaktif bir şekilde güldürebiliyor olmaları da bana komedyenlik böyle bir şey herhalde dedirtti.
Bir etkinlikte Trump’la dalga geçilirken, ikincisinde Biden şakaları vardı. Komedyenlerin kendi dinleriyle dalga geçtiğine şahit oldum. Türkiye’de bu gibi espriler yapılsa bu insanların başlarına neler geleceğini düşünmeye başladım.
Peki şovlar neler ile ilgili? Siyaset, gittiğim her gösteride kendine sıkça yer edinmişti. İlk etkinlikte bolca Trump ile dalga geçilirken, ikinci etkinlikte Biden şakalarına yer verilmişti. Ülkede gündem değiştikçe gösteriler de kendini yeniliyor. Bunun dışında kişiler kendi anılarına çok yer veriyorlar. Gerek ilişkilerinde gerek iş yaşamlarında olan şeyleri sıkça duyuyorsunuz. Pandemi referansları da oldukça yoğundu tabii. Bu arada, siyahi komedyenlerin hemen hemen hepsinin ırkçı şakalar yaptığına ve komedyenlerin kendi dinleriyle dalga geçtiğine de şahit oldum. İki etkinlik sonunda da Türkiye’de bu gibi espriler yapılsa bu insanların başlarına neler geleceğini düşünmeye başladım. İfade özgürlüğünün neredeyse sınırsızlığını yalnızca hukuk kitaplarından okumak değil ama gerçek hayatta görmek de ilginç bir tecrübeydi. Bu arada itiraf etmem gerekir ki, ben etkinliğe İngilizce esprileri anlayabilecek miyim tedirginliği ile gittim. Oysa, günlük dil kullanıldığı için gösteri beklediğimden daha anlaşılırdı. Tabii eyaletlerle ilgili şakaları pek yakalayamamış olabilirim. Gerçi Amerikalılar da uluslararası şakaları yakalayamadılar. Bir komedyenin Kofi Annan ile ilgili şakasına yalnızca birkaç masanın gülmesi ve komedyenin, “gülmek için bilmek lazım tabii” diye seyirci eleştirmesi de bunun bir örneğiydi. Ben komedi etkinliğinden çok keyif aldım. Türkiye’ye dönmeden gitmediğim üçüncü mekanda da bir etkinlik izlemeyi planlıyorum. Sizin de yolunuz bu bölgeye düşerse bir akşamınızı bu etkinliğe ayırmanızı öneririm. İlgilenenler için etkinliğin websitesini paylaşıyorum.[1] Bir sonraki New York tecrübesinde görüşmek üzere. --- [1]https://www.comedycellar.com/